2035 Antalya: Senin Günün

2023’te Euromonitor dedi ki: Antalya, İstanbul’un, Londra’nın, Dubai’nin ardından dördüncü. 16,5 milyon turist.
2024’te de zirvedeyiz. 19,3 milyon ziyaretçi. Dünyada altıncı sıradayız.

Büyük rakamlar.
Büyük gurur.
Ama büyük sorunlar da var…

Betonlaşma.
Yamalı asfalt.
Bitmeyen trafik.
Sınır tanımayan VIP taşımacılık.
Tartışmalı otoyol projeleri.

Havalimanı kapasitesi genişledi, ama içerideki yollar hâlâ dar. Yolcu indirme hâlâ işkence.
Hastanelerin çoğu şehrin batısında, doğuda ise nüfusa rağmen tam teşekküllü hastane yok.

İddiamız var: Daha çok misafir ağırlamak.
Tamam da bu yapıyla mı olacak?

Sizi hayalimdeki 2035 Antalya’sına götüreyim.

Güneş doğuyor.
Sen pencereni açıyorsun. Martı çığlığı, çam kokusu doluyor içeri.
Her yer orman. Her yer narenciye.

Kahvaltıya iniyorsun.
Domates tarladan. Zeytin dalından. Ekmek köy fırınından.
Hangi masaya oturacaksın? Solda göl manzarası, sağda palmiyeler.

Turist havalimanından çıkıyor.
Valizle taksiciyle pazarlık yok.
Metroya iniyor. Serin. Sessiz. Dakik.

Valizini asansör getiriyor. “Eskiden ben taşırdım,” diyorsun, gülerek.
Sahile çıkıyorsun. Bisiklet mi, elektrikli minibüs mü? Pedalı seçiyorsun.
Deniz ışıldıyor, martılar uçuyor.

Alanya’ya mı? Deniz otobüsüne biniyorsun.
25 dakikada kalenin gölgesindesin.
Motor gürültüsü yok. Klima uğultusu yok.
Sadece rüzgâr saçlarını okşuyor.

Öğle vakti Side’de.
Sebzeler taze. Et katkısız. İnsanlar gülüyor, sohbet ediyor.
Turist misin? Sidelimisin? Fark etmez.

Akşamüstü Kemer’de feribottasın.
Güneş ufukta dans ediyor. Masanda bir dondurma.
Fotoğraf çekiyorsun. Dev baz istasyonu yok. Sadece mavi ufuk.

Gece Kaleiçi’nde yürüyorsun.
Dar taş sokaklar, begonviller, butik kafeler…
Sağa dönersen sanat galerisi, sola dönersen sahil.

Gece yıldızların altında bitiyor.
Egzoz kokusu yok.
Elektrikli araçlar sessizce geçiyor.
Cebine değil, gökyüzüne bakıyorsun.

Atık enerjiye dönüşüyor.
Geri dönüşüm en üst seviyede.
Her şey değerlendiriliyor. Doğa ile barışık.

İşte senin Antalya günün.
Hangi yolu seçersen seç, huzur var, nefes var.

2035 Antalya’sı…
Gerçekten bir hayal mi?
Yoksa biz mi hayal etmeyi unuttuk?