Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Camı Aç, Nefes Al!

Havalar soğudu.
Kazaklar çıktı, pencereler kapandı, kombiler yandı.
Ve biz, bir kez daha kışa “merhaba” derken… mikrop da bize “günaydın” dedi!

Kışın en büyük hatamız, sıcacık ortamı sadece konfor sanmak.
Oysa sıcak odalar yalnızca bizi değil, virüsleri de yaşatıyor.
Isınan oda, kuruyan hava, azalan nem derken virüs “Oh be, tam bana göre ortam!” diyor.

Evde, ofiste, otelde, kafede… herkes aynı telaşta:
“Camı kapat, cereyan yapmasın!”
Ama kimse demiyor ki, “Aç şu pencereyi, biraz nefes alalım!”

Üşütmekten korkarken, mikrobu içeri hapsettiğimizin farkında bile değiliz.

Son günlerde özellikle otellerde kapalı alanların kullanımı arttı.
Ege ve Akdeniz bölgelerinde havalar hâlâ ılıman seyrederken,
ülkenin diğer bölgelerinde soğuk kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.
Bu durum, restoranlarda, lobilerde ve toplantı salonlarında havalandırmanın azalmasına neden oluyor.
Aynı hava, saatlerce dolaşıp duruyor.

Bilim diyor ki:
Açık havada bir virüsün yaşama şansı, kapalı ortama göre 20 kat daha az.
Ama biz hâlâ temiz havayı, nefesi kendimizden esirgiyoruz.

Soğuk diye camı kapatıyoruz, “Üşütmeyelim.” diyoruz…
Evet, belki üşütmüyoruz ama hastalığı içeri buyur ediyoruz.

Kapalı ortamlarda nem oranı %40’ın altına düştüğünde, havadaki damlacıklar küçülür, hafifler ve saatlerce asılı kalabilir.
Yani biri öksürdüğünde, o virüs damlacığı siz pencereyi açana kadar odada dolaşmaya devam eder.
Üstelik sessizce, görünmeden, kimseye haber vermeden…

Biraz film sahnesi gibi; maalesef senaryosu gerçek.

Çözüm çok basit:
20–25°C sıcaklık ve %40–60 nem oranı.
Ne lüks, ne fantezi… Sağlığın garantisi.

Bu koşullar yalnızca virüsleri değil, rehaveti de uzaklaştırır.
Gel gör ki hâlâ “Üşütmeyelim.” bahanesiyle aynı havayı solumaya devam ediyoruz.

Virüslerle savaşta en etkili silah hâlâ aynı:
Sabun, hava ve temizlik.
Üstelik bedava!

Bir pencereyi beş dakika açmak, onlarca hasta günü önleyebilir.

Güneşin değdiği, havanın dolaştığı yer, yaşamın sürdüğü yerdir.
Hijyen, mevsimlik olmayan bir alışkanlıktır.
Sağlık süreklilik ister.

Tesislerde, ofislerde, evlerde;
hava, su ve temizlik üçlüsünü ciddiye almak gerek.

Virüs ne kışı tanır ne yazı…
Sadece ihmali sever.

Bir pencereyi açmak, bir alışkanlığı değiştirmek kadar kolaydır aslında.
Ama biz genelde kolay olana değil, alıştığımıza tutunuruz.
Kışın battaniyeye sarılıp mikrop solumayı “konfor” sanırız.
Oysa gerçek konfor, nefes alabilmektir.

“Herkes bazen doktora ihtiyaç duyar…
Ama hijyene, her zaman.”

 

Yayın Tarihi
02.11.2025
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla