Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Berlin mesajları

Üç yıl aradan sonra tekrar fuar ortamına girmek, yine turizmi konuşabilmek, fikir alışverişinde bulunabilmek bütün katılımcılar için moral ve motivasyon açısından çok anlamlıydı.

Turizm eski günlerine dönerken, Berlin ITB üç yıllık duraklamanın etkisinden henüz çıkamamış. Halka kapalı olan fuar sadece 3 gündü. Bu yüzden katılım 90 binde kaldı.

Bazı salonlar kapalıydı, birçok etkinlik ya iptal edilmiş ya da kısıtlı olarak gerçekleştiriliyordu. Genel olarak dijitalleşme ile birlikte fuarların öneminin azaldığını ve neredeyse sadece artık ‘sosyalleşme’ ortamlarına dönüştüğünü siz de tahmin ediyorsunuzdur.

Fuarın hemen hemen bütün salonlarını birkaç kez dolaştım. Almanya ve Akdeniz dışındaki salonlar oldukça sakindi. En büyük hareketlilik Türk ve Yunan salonlarındaydı. O da aslında katılımcıların yarattığı yoğunluktu. Birbirimize bakıp ‘ne kalabalık’ deyip durduk, oysa ‘Türkler dışarı çıksın’ deseler salon bomboş kalırdı.

200 ‘e yakın panelde turizm konuşuldu. Bazılarını Online izleyebildim ve birçoğunun raporlarını okudum. Sezona dair öngörüleri Fuardaki kalabalığa ya da ülke stantlarına bakarak değil, bu raporlardan elde ettiğim çıkarımlara göre yapmaya çalışacağım.

Öncelikle belirteyim ki, fuar katılımcılarına, sektör temsilcilerine göre bütün olumsuzluklara ve ekonomik zorluklara rağmen, 2023 yılı turizm tarihinin en pahalı ama en yoğun sezonu olacak. Sektör krizlerle büyüyor.  

Neden bunu diyorum?

Öncelikle üç büyükler hareketleniyor. Dünya turizminin bel kemiğini 3 ülke oluşturuyor: Çin, Amerika ve Almanya. Dünyadaki her 3 turistten biri bu ülkelerin birinden geliyor. 250 milyon potansiyelli Çin, 2023 yılında tekrar turizme geri dönüyor, bunun kaçı seyahat edecek bilemeyiz, ancak geçtiğimiz üç yıla artı bir hareketlilik kazandıracaktır. Amerika en az 100 milyon turist gönderen bir turist fabrikası gibi. Yerini 2012 yılında Çin’e kaptıran Almanya ise dünyanın en istikrarlı turizm ülkesi olma özelliğini sürdürüyor. Bunun dışında birçok ülke 2023 için daha büyük hedeflerle turizm dünyasında yer edinmeye çalışıyor. Her şeyden vazgeçen Almanya ise tatilden vazgeçmiyor. Bu yüzden önemli ve incelemeye değer.

Bir bakalım;

Geçen yıl bize gelecek yıllara dair önemli ipuçları veriyor, oradan başlayalım. Reise Analyse (RA) verilerine göre 2022 yılında Almanya’dan 67 milyon kişi başı 1171 € ödeyerek en az 5 günlük seyahat etti. Günlük kişi başı 100 € harcama ile son 20 yılın en yüksek tatil gideri gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Almanların en çok ziyaret ettiği ülkeler:

  1. İspanya          8 milyon 643 bin
  2. İtalya              5 milyon 561 bin
  3. Türkiye           5 milyon 360 bin

Bir önceki yıla göre en önemli artışlar Türkiye, Hırvatistan ve Mısır’da gerçekleşti. Bu resmin önümüzdeki senelerde pek değişmeyeceği öngörülüyor.

2023 VE SONRASI

Almanya’da tatil halkın hayatındaki ikinci önceliği olarak ortaya çıkıyor. Öyle ki tatil, özellikle pandemi ertesinde insanların en önemli motivasyonu haline gelmiş. ‘Öncelikleriniz’ sorusuna Alman halkının verdiği cevaplara bakar mısınız?

 

  1. Yeme & İçme
  2. TATİL
  3. Ev, barınma
  4. Sağlık
  5. Kültürel etkinlik, spor
  6. Kişisel bakım, kıyafet
  7. Araba
  8. Hafta sonu gezileri
  9. İletişim, medya
  10. Emeklilik

Tatildeki öncelikleri ise şöyle;

  1. Güneş & Deniz
  2. Günlük hayattan uzaklaşma
  3. Eğlence
  4. Tazelenme
  5. Dinlenme
  6. Sevdiklerine zaman ayırabilme
  7. Kendini şımartma
  8. Doğa ile baş başa olma
  9. Özgür olma
  10. Yeni dünyalar keşfetme

Tatili yaşamsal bir olgu olarak gören ve bütün bir yılın zorluklarına tatilin hatırına katlanan Almanlar, gerçeklerle de yüzleşmeyi ihmal etmiyorlar. Kendi ülkelerindeki fiyat artışlarını, tatil ülkelerindeki enflasyonu ve neredeyse her hafta artık periyodik hale gelen grev ve uçuş iptallerini de hesaba katarak kendi bütçelerine uygun, en ideal tatili bulmaya çalışıyorlar. Ve dönüp dolaşıp Akdeniz’e takılıyorlar. RA anketine göre Almanlar 2023-2025 yılları için de İspanya, İtalya ve Türkiye’yi düşünüyorlar.

Biz isterseniz 2023 yılından başlayalım. Bu yıl 70-75 milyon yurt dışı seyahati öngörülüyor. Burada sadece Almanları değil, bir senedir Almanya’ya gelip yerleşen ve çalışan 1 milyon üzerindeki Ukraynalıları da hesaba katmak gerekir. Ve siz onların tatil için nereye gideceklerini biliyorsunuz.

Diyeceğim o ki hayatımızda bir çok değişikliğe yol açan üç yıllık pandemi döneminin ardından, tatille rehabilitasyon yılları diyebileceğimiz yeni bir döneme girdik. Zorlaşan ekonomik şartlarla ilerleyen bir süreç bu. Artısı ve eksisi ile 2023 yılının tüm zamanların en iyi sezonu olan 2019 yılını geçeceğini öngörmek çok hayalcilik olmaz sanırım.

Bu öngörüleri aktüel rezervasyonlarla birleştirelim. Almanya’da en güvenilir şirketlerden olan Amedeus kayıtlarına göre rezervasyonlar doğal seyrinden daha iyi gidiyor. Alman Seyahat Acentaları Birliğine göre rezervasyonlar ocak ayında son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Bizim için özellikle Şubat ayındaki eğilim çok merak konusuydu. Amedeus sisteminde Şubatta kesinleşen rezervasyonlara göre Türkiye, İspanya’nın ardından ikinci sırada geliyor. Havalimanları açısından baktığımızda ise Antalya Havalimanı pandemiden beri liderliğini sürdürüyor. Bu aralar Almanya’daki her üç rezervasyondan birisi Antalya’ya gerçekleşiyor. Tabloları aşağıda paylaşıyorum.

İsterseniz bu veriler ışığında basit bir simülasyon yapalım. Bu yıl Almanya’daki Türkiye tatili oranını geçtiğimiz yılda gerçekleştiği gibi % 8 alırsak, Almanya’dan 6 Milyon turistin ülkemize gelmesi kuvvetle muhtemel. Bu da Almanya’dan geçtiğimiz yıl 5 milyon 679 bin turist ile en yüksek sayının gerçekleştiği yılın % 6 üzerinde bir orana denk gelecektir. İçi sadece Almanlardan oluşmayan yeni bir Alman rekoru geliyor.  

Artık tahmin yapmak pek kolay değil. Yaşadıklarımız bütün tahminlerimizi allak bullak ediyor. Bu yüzden yukarıdaki öngörüyü ‘eğer her şey olağan seyrederse’ notuyla paylaşıyorum.

Özetle 2023 yılı dünya turizminin rekorlar yılı olabilir. Pandemi ertesinde bu da bekleniyordu.

Birkaç ilginç Berlin anekdotu ile yazımı sonlandırayım:

  • Karşılaştığım bütün yabancı turizmciler istisnasız depreme vurgu yapıp, ‘ı am so sorry’ dediler.
  • Kaldığımız otelin resepsiyonisti ‘Türkler olmazsa Berlin Fuarı olmaz ’ dedi.
  • Bindiğimiz taksinin şoförü Hindistanlı genç , ‘neden balon fiyatları bu kadar yüksek, Kapadokya’ya gittim binemeden döndüm’ dedi
  • Fuarda rastladığım Türk turizmcilerden sıklıkla ‘ha o mu ? o milletvekili olacak galiba ‘sözü duydum. Ne kadar çok kişi için söylendi bu.
  • Fuar’ın bence en renkli kişisi KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu idi. Depremden dolayı çok üzgün olmasına rağmen herkesle konuştu, dertleşti, resim çektirdi.
  • Türk-Yunan ilişkileri fuara da olumlu yansıdı. Türkler ve Yunanlılar depremi, turizmi ve siyaseti konuştular.
  • Her yerde her alanda en büyük sorun: personel eksikliği
  • Saudi Arabistan’a dikkat! Çok farklı bir proje ile geliyorlar. Turizmi kafaya koymuşlar.

Yayın Tarihi
13.03.2023
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla