Bu yıl dünya turizminde iki rekora doğru ilerliyoruz:
- Seyahat eden turist sayısı
- Tatil fiyatının aşırı artması
Eylül itibarı ile ‘altın sonbahar’ beklentisine girip bu yılın turizm sezonunu bitireceğiz. Sezonda gelmeyen turistleri Eylül ve EKimde bekliyor olacağız. Çocuklu aileler tatilini bitirerek ülkelerine döndü. Bundan sonra sahneye emekliler, iş , okul derdi olmayanlar , bir de ‘acaba eylül, ekim daha ucuz olur mu?’ arayışında olanların. Avrupa’da Ekim ortasındaki sonbahar tatilinin yoğunluğunu bu sene biraz daha çok hissedeceğimizi düşünüyorum. Okuduğum, takip ettiğim eğilim bu yönde. Yüksek fiyatlardan dolayı gelmeyenler bu yıl Ekimi beklediler. En iyi Ekim ayını yaşayabiliriz.
Henüz yıl bitmedi, dolayısı ile resmi rakamlar açıklanmadı. Dönemsel yayınlanan ara raporlar ile turizm bölgelerindeki otoritelerin görüşlerine göre dünya genelinde turist sayısında geçen yıla göre tek haneli de olsa bir artış söz konusu. İlk çeyrekte ortalama % 5 olarak gerçekleşen artışın yıl sonuna kadar biraz daha artması söz konusu. Bu da en çok turist seyahatinin olduğu 2019 yılının birkaç puan üstüne denk geliyor. 2010 yılında 1 milyara yaklaşan turist sayısı çok kısa bir süre içinde 2019 yılında zirve yaparak 1,5 milyar sınırını zorladı. Geçtiğimiz yıl 2019 yılının sayılarına ulaşan turist sayısı 2025 te bunun da üzerine çıkacak ve seyahat eden turist sayısı 1,5 milyarın üzerinde gerçekleşecek.
2025 yılında turizm ülkelerinin hemen hepsinde artışlar söz konusu. İspanya, Fransa gibi bildiğimiz klasiklerin yanısıra özellikle Yunanistan,Fas, Brezilya, Şili, Meksika, Japonya, Güney Kore, Malta, Mısır pandemi öncesine göre yoğun artış alan ülkeler. Kayda değer düşüş kaydeden tek ülke neredeyse Amerika oldu. Trump’a kızan Kanadalılar Amerika’ya cezayı kesitler. Türkiye ise yılı geçen senenin çok az üstünde kapatacak gibi gözüküyor.
2025 yılı Dünya turizminin rekor yılı olarak geçerken, hissedilen memnuniyetsizlik gözden kaçmıyor. Turist sayısı bu kadar artarken bu memnuniyetsizlik niye?
EN PAHALI TATİL 2025 TE
Bu yıl dünyanın neresinde olursa olsun, nerede tatil yaparsa tapsın turistin en çok konuştuğu konu pahalılık oldu. Turist için tatilde her şey çok daha pahalı hale geldi. Havalimanında yediği kruvasandan, uçak için ödediği paraya, rezervasyon yaptığı otelinden, transfer bedeline, kiraladığı arabadan, hayalini kurduğu extra turlara, otel dışında yediği bir akşam yemeğinden, şehir içinde yaptığı alışverişe, sahilde uzandığı şezlongdan, üzerine sürdüğü güneş kremine, serinlemek için yediği iki top dondurmadan, içtiği içeceğe, gezmek istediği ören yerinden, yakınları için almak istediği hediyeliklere kadar, bu yıl her şey artık ona çok pahalı hale geldi. Bu istisnasız bütün tatil ülkeleri için geçerliydi.
Fiyat artışını turist iki şekilde yaşadı; doğrudan artış ve örtülü artış. Doğrudan artışlar etiketin üzerindeki, örtülü artışlar konaklama vergileri, şehir vergileri, giriş ücretleri vs gibi kalemlerde gerçekleşti. Birkaç ülkeden bazı verilerle bunu biraz somutlaştırayım:
Yunanistan: AP haberine göre Yunan halkı artan fiyatlar yüzünden kendi adalarında tatil yapamaz oldu. Hatta şöyle yorumlar var, ‘bir haftalık ada tatili 3,500 € , bizim aylık gelirimiz 1000-2000 € arasında . Artık tatil bizim için hayal bile değil’. Yunanistan’da en önemli gider kalemlerinden biri konaklama vergilerine yapılan aşırı artışlar oldu. 5 yıldızlı otelde bir oda için gece başı konaklama vergisi 10 € oldu. Müze ve örenyerleri % 66 arttı ve halk çok büyük tepki verdi. En çok ziyaret edilen Atina Akropolü 20 € dan 30 € ya yükseldi. Santorini ve Mykonos Cruise gemileri ile gelip, karaya adım atmak isteyenler 20 € kişibaşı ödemek durumundalar. Çok yoğun trafiğin gerçekleştiği Adalar arası feribot seferlerinin maliyeti bile bir aile için 450 € oldu. Yüzerek gidecek halleri yok ya. Yunanistan’daki en ilginç durum şezlong konusu. Yunanistan sahillerinde fiyatlar değişkenlik göstermekle birlikte iki şezlong bir şemsiye en az 50 € dan başlıyor ve 300 e kadar çıkıyor. Hele Vouliagmeni gibi lüks yerlerde ön sıradan yapılan bir rezervasyon için şezlong & şemsiye seti hafta sonu 235 € dan başlıyor, 340 € ya çıkabiliyor. Otelden daha pahalı. Hani sahiller halkındı? . Havlu hareketini hatırlarsınız. O da yalan oldu. İşte bu yüzden bu yıl Yunan halkının % 46 sı tatil yapmadı. Yunanlılar için artık tatil, cacikiyi, zeytinyalıyı bir kaba doldurup, peksimetleri sarıp, uzoyu çantaya atıp sahilde günü geçirmek gibi bir hal aldı. Tatile çıkamayan 5 milyon Yunanlıdan doğan açığı da büyük ölçüde Türk turistler kapattılar.
İspanya: Bu yıl 100 milyon turistle yeni bir rekor kırması beklenen İspanya’da son 3 yıl içinde otel fiyatları %23 oranında arttı. Ortalama geceleme 136 € seviyesine çıktı. İspanyollar ‘turist go home !’ dedikçe ülkeye daha çok turist geliyor.
Sahillerdeki kiralık evlerin fiyatı uçtu. %20 artışa rağmen yaz başında sahil bölgelerindeki bütün evler kiralanmıştı bile. Restoranlardaki artışların sınırlı kaldığı (%5-%8) İspanya’da en büyük artış vergilerde yapıldı. Barcelona lüks otelde geceleme vergisini 7 € ya çıkardı. Mayorka, Ibıza, Menorca adalarında konaklama vergisi gecelik 6 € seviyesine çıktı. Katalonya’da 1 ekimden itibaren ‘eco -tax’ vergisi planlanıyor. Meşhur La Sagrada Familia ziyareti 26 €, Elhamra Sarayı 22 € oldu.
İtalya: İtalya fiyatlar konusunda en acımasız olan ülke. Uçak fiyatları 2019 a göre iç hatlarda %81 , Avrupa uçuşlarında %61, Feribot ücretleri %13, ten ücretleri %11, kiralık araç %17, benzin %8 , otellerde %40 , kiralık evlerde % 22 ye varan artışlar yapıldı. Örenyerleri % 20 zamlanırken, plaj girişleri % 32 arttı. Bütün bunların üstüne şehir vergileri İtalya tatilinin ayrılmaz bir parçası oldu. Venedik’te geceleme vergisi 25 € ya kadar çıkıyor. Şehre giriş ücreti 3-10 € arasında değişiyor. Almanların en sevdiği Garda See deki esnaf, ‘artık Almanlar Mercedeslerle değil, otobüslerle gelip, pizzayı paylaşarak yiyorlar’ diye yakınıyorlar.
Fransa: 2025 yazında Paris’te otel fiyatları 2019 yılına göre %30 arttı. Yüksek sezonda Paris’te ortalama geceleme fiyatı 220 € ulaştı. Louvre müzesi 22 €, Versailles Sarayı 23 € , Eyfel Kulesi 35 € ile rekor fiyatlara yükseldi. Nice ve Cannes gibi Cote d’Azur sahillerinde Plaj girişleri 50-100 € arasındaydı. Şezlong kiraları 120 € lara kadar çıktı. Fransa’nın bir çok şehrinde 2-8 € arasında şehir vergisi uygulanıyor. Paris’te bir kahve 6-7 € civarında.100 milyon turistle Dünya’nın en çok turist alan ülkesi Fransa, fiyat artışlarının en sert hissedildiği ülkelerden biri oldu.
Portekiz: Son yılların yükselen destinasyonu Portekiz’de 2025 teki fiyat artışları diğer ülkelerden daha az değildi. Lizbon ve Porto’da otel fiyatları son üç yılda % 25 yükseldi. Sezonda geceleme fiyatı 180 € oldu. Algarve sahillerinde şezlong setleri 40-70 € arasında değişiyor. Lizbon’da konaklama vergisi 6 € oldu. Belem Kulesi ve Jeronimos Manastırı gibi çok ziyaret edilen örenyerleri 10-15 € dan 20-25 € ya çıkarıldı. Portekiz’de en çok şikayet edilen konulardan biri de deniz mahsülü ürünlerinin sunulduğu restoranların fiyatları oldu.
Türkiye: Tur operatörlerine göre paket tatil fiyatları 2025 yılında %10-30 arasında arttı. En önemli artış % 35 ile konaklama, Restaurant ve yan giderlerde olduğu görünen Türkiye’de Tuik verilerine göre Lokanta ve Oteller grubundaki fiyatlar yıllık %48 , gıda ve alkolsüz içecekler % 41 oranında arttı. Dünya ortlamasının üstüne çıkan Müze ve ören yerlerindeki yüksek artış kültür turizmine en ağır darbe oldu. Efes 40 €, Pamukkale 30 €, Topkapı Sarayı 50 € oldu. Lüks Tatil yerlerindeki Beach fiyatları ise kontrolden çıkmış durumda. Misafir yorumlarında Türkiye ile ilgili en önemli tespit, önceleri ‘uygun fiyat , iyi hizmet ‘ olarak anılan Türkiye, artık ‘yüksek fiyat, iyi hizmet’le anılıyor. Türkiye böylelikle rakiplerine karşı elindeki en önemli rekabet gücünü kaybetmiş oluyor. Bence bizi 2024 yılı kandırdı. Talebi gören, fiyatını artırdı , üstüne artan maliyetler gelince tatil extralüks bir hal aldı.
ARTIŞIN İKİ SORUMLUSU
Portekiz’den Japonya’ya dünyanın her yerinde benzer durum söz konusu. Fiyatı düşen tek bir destinasyon zaten yok. Biraz Amerika’da rakamlar yerinde saymış, onun dışında istisnasız her yer fiyat artışına gitti. Mısır bile.
Böylelikle 2025 yılı 1950 lerde başlayan kitle turizminin tarihinin en pahalı yılı oldu. Uçaktan otele, yeme içmeden, gezmeye bütün kalemlerde fiyatlar arttı. Dünya genelindeki bu artışın iki sorumlusu var:
- Artan talep
- Artan maliyetler
Bence fiyat artışlarındaki en büyük neden, talebin artması oldu. Fiyatlar ne kadar artarsa artsın , insanlar tatil yapmaktan ödün vermediler. Tatili yapabilmek için bütün fedakarlıkları göze aldılar onlar tatile çıktıkça tatilin maliyeti sürekli arttı. Garip ama tatilin en pahalı olduğu yıl, turist rekoru kırılıyor. Talep artışı fiyatları yukarı çekti ve bununla yaşanabileceği öngörüldü. Oysa hasta yüksek ateşte iyice zorlanmaya başladı. Bu haliyle devam edemeyeceği bariz. Talep bir düşmeye görsün. Düşerse turizm kabuk değiştirir ve İddia ediyorum, herşeyi ama herşeyi şu anki fiyatların yarısına sunmaya başlarlar.
Fiyat artışının diğer nedeni artan maliyetler. Göz ardı edilmesin, hemen her gün her şeyin fiyatı değişebiliyor ve sağlıklı bir bütçeleme mümkün olmuyor. Sahil kenarında çocukları ile yemek yiyen bir aileyi düşünün. Yemek masasındaki masa örtüsünden, yediği yemeğe, personelden, elektriğe fiyatı artmayan hiçbir şey yok. Haliyle masa artık pahalı bir hale geldi.
TURİST KENDİ ÇÖZÜMÜNÜ BULDU
Tatilinden vazgeçmek istemeyen turist bununla baş edebilmek için hesap kitap yapmaya başladı.
- Önce destinasyonlar revize edildi. Nereye gidileceğine artık bütçeye bakarak karar verildi.
- Maliyeti düşürmek için konaklama süresi kısaltıldı. Gerekirse tatilden vazgeçmemek için 3-4 gün feda edildi.
- Extra harcamalar kesildi. Tatil esnasında tur alıp gezmek, spa da masaj yaptırmak, araba kiralamak, alışverişe çıkmak gündemden çıktı. En az giderle tatili geçirmek turistin tek çaresi haline geldi. Hele Türkiye’de turist herşey dahile hiç bırakmamak adına sımsıkı sarıldı.
İşte böyle bir sezonun sonuna doğru gidiyoruz, 2025 hem tatilciler , hem turizmciler , hem tatil destinasyonları için zor bir yıl oldu. 2026 ya buradan bakmakta fayda var….