PROF.DR.AHMET AKTAŞ’IN GÖZÜYLE TUNA NEHRİ GEMİ SEYAHATİ(2)

Değerli okurlarım, Budapeşte’ye on ülkeden geçip Karadeniz’e dökülen Tuna’nın incisi diyorlar. Bu söz gerçekten çok doğru. Görmeden inanmak zor olabilir. Osmanlı İmparatorluğunun 1541 den itibaren 150 yıl hüküm sürdüğü şehri görmek ve yaşamak için buradayız. 1873 yılında Buda, Peşte ve Obuda şehirlerinin birleşmesiyle oluşmuş Budapeşte iki milyon nüfusuyla Macaristan’ın başkentidir.

Tuna nehri şehri ortadan ikiye ayırmıştır. Şehrin bir yakasına Buda diğer yakasına ise Peşte denmektedir. Tuna nehri üzerinde yedi adet köprü bulunmaktadır ve bunlardan bazıları tarihi özellikte olup yılların hikayesini bünyesinde taşımaktadır. İşte bu köprüler her iki yakayı birbirlerine bağlayıp Budapeşte şehrinin oluşmasını sağlamaktadır.

Budapeşte şehrinin nüfusunun 1994 yılından bu tarafa azalmaya başladığını ve bu günlerde bir milyon sekizyüzbinlere kadar azaldığını ifade etmektedirler. Yaşlı nüfusun çoğaldığı, genç nüfusun ise dünyanın değişik ülkelerine göç ettiği söylenmektedir. Bu oluşumun dünyanın bir çok ülkesinin büyük şehirlerinde de olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu sosyolojik oluşumun ülkemiz gençliğinde de mevcut olduğunu hepimiz biliyoruz.

Budapeşte’deki ilk günümüzde öğleden sonraki saatlerde şehir turu yapma şansımız oldu. Bu turda meşhur Macar halkının gururla ifade ettikleri ve gezdikleri Kahramanlar meydanını gördük. Bu meydanda Macar halkının tarihi öneme sahip liderlerinin heykelleri bulunmaktadır. Her zaman olduğu gibi fotolarımızı çektik. Sonra gezimizin ana teması olan Noel Pazarları amacı kapsamında bu şehirde de Vaci Utca yaya caddesinde kurulan ve gece ışıklandırmaları ve süslemeleriyle tüm halkın ziyaret ettiği, eğlendiği, sosyalleştiği pazara bizler de katıldık.

Geceyi limanda demirleyen gemimizde geçireceğiz. Bu gece Macar çigan müziğinin eşliğinde Macar halk danslarının icra edildiği otantik ve turistik özelliği olan bir eğlence merkezine gideceğiz. Merkezin adı Vadaspark restorandır. Meşhur Macar Gulaş yemeği, ardından fırında kızartılmış ördek budu, garnitürleri ve tatlısıyle gastronomik bir lezzeti tatma olanağımız oldu. Kendine güvenen misafirler Macar dansçıları ile birlikte Macar danslarını yaptılar. Bizler de Macar müziklerini dinleme ve onların eğlencelerini izleme şansını elde ettik.

Ertesi günü tüm misafirlerin serbest zamanı nedeniyle herkes şehrin farklı yönlerini keşfe çıktılar. Yani bir tarafta Buda diğer tarafta ise Peşte. Görülmesi gereken çok mekan var. Ayrıca, düzgün caddeleri, tarihi ara sokakları ile Budapeşte gerçekten inci gibi bir şehir. İsteyenler ise Macarların özellikli ürünlerini satın almak adına alış verişe çıktılar. Gemimiz akşam saat 17 ye kadar limanda kalmaya devam edecek. Daha önceki yıllarda üç günlük bir Budapeşte ziyaretimde tüm tarihi mekanları gezme ve görme şansım olduğu için biz eşimle alışık olduğumuz bir mekana alış veriş amacıyla gittik. Macarların meşhur acı,tatlı biberleri, sosları ve ballarından almaya çalıştık. Şehri yeniden yaşamış olduk.

Gemimiz Avrupa’da adı çok bilinen Amadeus nehir gemilerinden olan Amadeus Brilliant yolcu gemisidir. 150 yolcu kapasiteli bu gemi misafirlerine beş yıldız otel konforunda hizmet vermektedir. 40 çalışanı ile birlikte seyahatimize hava karadıktan sonra devam edeceğiz. Gece hepimiz güverteye çıktık. Çünkü, gece ışıklandırmaları ile muhteşem atmosfer oluşturan tarihi Parlamento Binası, tarihi aslanlı köprü ve diğer tarihi binalarının fotolarını çekeceğiz. Gemimiz artık Tuna nehrinde geri dönüşe geçti. Yeniden geldiğimiz istikamete yani Tuna nehrinin doğduğu yöne doğru dönüşe geçtik.

Yarın Bratislava ve Salzburg şehirlerinde olacağız…. Yeni yılınızı kutlar, her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.