Değerli okurlarım, 9-13 Ekim 2025 tarihleri arasında Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulundan mezun arkadaşlarımızla Uşak şehrinde buluştuk. Bilindiği üzere her yıl arkadaşlarımızla güzel ülkemizin bir köşesinde muhakkak buluşmaya gayret ediyoruz. Buluşmalarımızda yıldan yıla aramızda eksilmeler olsa bile bizler buluşmalarımızı gücümüzün yettiği ölçüde devam ettirmeyi düşünüyoruz.
Uşak şehrinde buluşmayı özellikle Gediz şehrinde yaşayan arkadaşımız Suavi Sayın ve rahmetli eşinin önerisi üzerine gerçekleştirdik. Türkiye’nin değişik illerinden arkadaşlarımız kendi imkanları ile Uşak şehrindeki otelimize geldiler. İlk günümüzde toplandık. Diğer üç gün şimdi sizlere anlatmaya çalışacağım tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri gezmekle geçti.
Birinci gün otelde aldığımız sabah kahvaltısından sonra otobüslerle Murat Dağı, Aızanoı antik kenti ve Gediz ılıcası gezimiz için yola çıktık. Murat dağı, Uşak ve Kütahya illerinin en yüksek dağı olarak 2350 metre yükseklikte olup sıcak ve soğuk suyu ile ün yapmış turistik bir destinasyondur. Kış sporları ile ünlenmiş bu dağda Türkiye’nin en uzun kaydırağı bulunmaktadır. Yazın da termal suları ile misafirlerin ilgisini çekmektedir.
Uşak Gediz arası 55 km. olup oradan da Murat dağı 35 km. dir. Gediz, tarihsel süreç içinde savaşların ve doğal afetlerin etkisinde kalmış ve hatta 1918 yılında tamamen yanmış, 1970 yılında da büyük bir depremle yıkılmıştır. Eski Gediz, tarihi, doğal, arkeolojik ve kentsel sit alanları ile yaşayan bir müze olarak korunmaktadır. Yeni Gediz ise 7 km. uzakta yeniden inşa edilmiş ve bugün halk bu ilçede yaşamaktadır. Bu büyük depremle birlikte Aizanoi antik kentindeki ilk ticaret borsa binası ortaya çıkmıştır.
Aizanoi antik kenti, Anadolu’daki en iyi korunmuş Zeus tapınağı, Tiyatro binası, stadyum, Roma hamamı, sütunlu cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta kalmış beş köprü, iki agora, gymnasium, nekropoller, antik bir bent,su yolları gibi yapılarıyla gezilip görülmesi gereken turistik bir değerdir.
Gediz’e 13 km. uzaklıkta olan Ilıca kaplıcası 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Termal Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Dört yanı ormanlarla kaplı olan bu merkezde termal suyun sıcaklığı 87 dereceye ulaşmaktadır. Modern tesisleriyle yerli turistlerin ilgisini çeken merkez kimyasal açıdan sülfatlı, bikarbonatlı, sodyumlu,magnezyumlu ve çok miktarda meteborik asit bulunan suyu ile tercih edilmektedir.
İkinci günümüzde, Uşak ili Karahallı ilçesinde yer alan Banaz çayı üzerinde Frigyalılar döneminden kalan 2500 yıl yaşında olan Clandras köprüsüne gittik. Köprü, “fil ayağı” tabir edilen iki ana gövdeden oluşmuş sabit kaya üzerine bindirme tekniği ile inşa edilmiştir. Köprünün hemen yanında Karahallı Elektrik santralı bulunmaktadır. Bölgenin en eski hidroelektrik santrali olup santraldan boşalan su 17m. Yükseklikten dökülerek unutulmaz bir görüntü vermektedir.
Yerli halkın piknik yapmak ve eğlenmek amacıyla geldiği bu mekan bir nevi mesire yeri özelliğindedir. Gezimize özellikle hayran kaldığım Blaundus antik kentiyle devam ediyoruz. Blaundus Makedonyadan gelenler tarafından kurulmuş olup Büyük İskender’in hakimiyetinden sonra Bergama Krallığı ve ardından da Roma imparatorluğuna bağlanmıştır.
Blaundus antik kenti, yarımada şeklinde olup etrafı derin ve muhteşem manzaralı vadilerle çevrilmiş bulunmaktadır. Kentte, kale, tapınaklar, tiyatro, stadyum ve kaya mezarları ziyaret edilmekte olup, kazılar da devam etmektedir. Kent derin vadilerin üzerinde doğal korumalı özelliğiyle insanı etkilemektedir. Mesleğim gereği çok sayıda antik kent gördüm ve dolaştım. Burası beni gerçekten çok etkiledi. Kesinlikle görülmesi gereken bir yerleşim yeri diyebilirim.
Dünyanın ikinci uzun kanyonu olma özelliğiyle öne çıkan ve ülkemizde çoğu kişilerin hala farkında olmadıkları bir başka doğal güzellik ise Uşak merkeze çok yakın olan Ulubey kanyonuna gittik. Yürüme alanı olarak 70 km. denilen ancak rehberimizin de belirttiği üzere 105 km. kadar da uzandığını söylenmektedir.
Kanyon, Ulubey çayı ve Banaz çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan kanyondan oluşmaktadır. Zengin bir flora ve fauna varlığına sahip olan kanyon 2013 yılında Tabiat Parkı ilan edilmiştir. Kanyonda yapılmış cam terastan 150 m. Derinliği izleme yanında kanyonda yürümek isteyenler içinde yürüme parkuru yapılmıştır. Kanyon da ayrıca doğa sporları yapmak isteyenler için gerekli olanaklar sunulmuş olup, kampçılar için de kamp yerleri vardır. Kanyona gelen ziyaretçilerin ihtiyaçları için, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, otopark, WC gibi hizmetler bulunmaktadır.
Üçüncü günkü gezi programımızda ilk durağımız Manisa iline bağlı olan Kula Peri Bacarı(Kuladokya) oldu. Kapadokyadaki peri bacaları nasıl insanı etkiliyor ve bir anlamda büyülüyor ise inanın burası da aynı büyüleyici özellikte ve kesinlikle görülmesi gereken bir doğa harikasıdır. Kula peri bacalarının oluşumu; prehistorik insan ayak izleri, jeotermal sulardan yararlanan Thermal Theseos antik kentine ait yapı kalıntıları ve jeolojik-jeomorfolojik anlamda değeri olan volkanik oluşumları ve mistik bir yapı özelliği taşımaktadır. Peri bacaları en altta yaşlı çökelleri ve onların üzerinde ilk patlamanın ürünü bazaltların yer aldığı peyzaj mimarlığının bir görsel şölen sunduğu alan özelliği taşımaktadır. Yağmur suyu ve rüzgarın etkisiyle olağan üstü şekiller oluşturmuştur.
Gezimizin devamında doğa harikası bir başka yer olan Taşyaran vadisine gidiyoruz. 2500 metre uzunluğunda bir yürüyüş yoluna sahip olan vadi, Taşyaran vadisi tabiat parkı olarak ilan edilmiştir. Bu tabiat parkında piknik alanları, seyir terası, gözlem kulesi, kamelyalar ve manzara eşliğinde vakit geçirilebilecek mekanlar yapılmıştır. Gediz nehrinin meydana getirdiği Taşyaran vadisini görüp, etkilenmemek mümkün değildir.
Karun hazinelerinin en değerli parçalarından biri olan “kanatlı denizatı broşu”nun bulunduğu Uşak Arkeoloji müzesine geldik. Müze, mimari açıdan, tüm eserlerin tarihsel süreçlere göre yerleşmiş olmasından tutunda müzedeki eserlerin aydınlatılması, Türkçe ve İngilizce olarak tüm eserlerin açıklamaları, yerleşimleriyle hepimizden tam not almıştır. Üç kattan oluşan müzede, ilk katta kronolojik olarak arkeolojik eserler, ikinci katta Lidya devletinin ilk para basımı ile ilgili görseller ve tarihi sikkeler sergilenmiş olup üçüncü kat ise tamamiyle Lidya dönemi ve Karun hazinelerine ayrılmıştır.
Uşakta bulunduğumuz dört gün boyunca bizleri yalnız bırakmayan, tur organizasyonuyla hepimizin takdirlerini alan Özkardeşler Savaş turizmin genç sahiplerinden Emircan Yılmaz’ın da hakkını teslim etmeden geçmeyeceğiz. Sabah kahvaltılarımızı otelde aldık, ancak öğle yemeklerini tur güzergahlarında ve akşam yemeklerini de her akşam bir başka restorana götürerek bizlere değişik damak tatlarının sunulması için sarf ettiği çabaları övgüyle açıklıyoruz.
Uşak, Ankara, İzmir otoyolu üzerinde ilçeleri ve köyleri ile birlikte 400000 civarında nüfusuyla küçük bir kent olmasına karşın yukarda da açıklamaya çalıştığımız ören yerleri ve doğal güzellikleriyle pas geçilmesi gereken bir kent değildir. Gastronomik özellikleri, battaniye,halı ve kilimleriyle ünlü bir kenttir. En çok bilinen yiyecek olarak tarhanası, değişik özellikteki helvası ve güveci öne çıkan ürünlerdir. Uşak ve çevresi kesinlikle gezilip görülmesi gereken ülkemizin nadide köşelerinden biridir.
Artık veda zamanı geldi. Pazartesi günü sabah kahvaltısından sonra yılların eskitemediği arkadaşlarımızla helallaştik ve vedalaştık. Bir başka buluşmada diyerekten ayrıldık.