Kurlar Yükleniyor...
PROF.DR. AHMET AKTAŞ’IN GÖZÜYLE NEHİR(CRUİSE) SEYAHAT NOTLARI (SON)

PROF.DR. AHMET AKTAŞ’IN GÖZÜYLE NEHİR(CRUİSE) SEYAHAT NOTLARI (SON)

Değerli okurlarım, nehir gemimiz sabaha karşı Hollanda’nın başkenti Amsterdam limanına geldi. Amsterdam ülkenin en kalabalık şehridir. Başkent olmasına rağmen, hükümet ve parlemento Lahey şehrindedir. Şehir ülkenin batısında Kuzey Hollanda eyaletinde yer almaktadır. 12.yy Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, Hollanda’nın kültürel ve finans yönünden en önemli şehridir. Şehir merkezi nüfusu bir milyona yaklaşmakla birlikte tüm bölgenin nüfusu metropolitan olarak 2.5 milyona yaklaşmaktadır.

 

 

Amsterdam Amstel ırmağının üzerine kurulan ve su bendi(dam) olan Amstelredamme olan adı zamanla Amsterdam olarak yerleşmiştir. Hepimizin bildiği gibi Hollanda deniz seviyesinden bir buçuk metre daha aşağıda olmasına rağmen neden su baskınları olmuyor. Bu sorunun cevabında teknolojik su bentleri gelmektedir. Bu bentlerin nasıl oluşturulduğu eğer dikkatlerimizi çekiyorsa muhakkak ilgili kaynakları okumak gerekiyor.

Amsterdam, çoğunlukla 17.yy kalma yapılarıyla, Avrupa’daki en köklü kent dokularından birini barındırır.Kentin eski bölümü iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların iki yakasındaki tarihi evlerin bir bölümü bugün ev, geri kalanı ise, kamu ya da özel işyeri olarak kullanılmaktadır.Özellikle Amsterdam’ın dam meydanı çok ünlüdür ve dünyanın birçok ülkesinden ziyaretçiler uğramaktadırlar.

Amsterdam’daki kanallar öncelikle suları denetim altına almak için kazılmış olmakla birlikte aynı zamanda savunma ve ulaşım amacı için de kullanılmaktadır. Bazı kanalların üzerinde konut sıkıntısı gidermek amacıyla kullanılmış tekne evler ilginç bir görüntü oluşturmaktadır. Bugün bu tekne evler zorunluluk dışında bir yaşam tarzı yeğleyen insanlar tarafından kullanılmaktadır.

 

Kahvaltı sonra ilk ziyaret edeceğimiz yer, gerçek Hollanda olarak bilinen Amsterdam’ın kuzeyine gideceğiz. Değirmenleri ile ünlü Zaanse bölgesini ve 17. Ve 18.yy kalma ve halen de işlevlerini devam ettiren yel değirmenlerini ziyaret ettik. Bulunduğumuz mekanın doğal güzelliği, insan eliyle bezenmiş her tür çiçeklerinin bulunduğu ve bence en ilginç olan ise alabildiğine düz,yemyeşil otlarıyla tarlaları, üzerinde otlayan küçük baş hayvanları ve de Hollanda’nın meşhur ineklerini görüyorsunuz. Bu gezimiz yağmur nedeniyle istediğimiz keyfi alamadık desem yanlış olmaz diye düşünüyorum. Daha sonra üzerinde 1400 kişinin yaşadığı turistik Marken adasına gittik. Bu ada su taşkınları sonrası ana karaya set ile bağlanmıştır. Marken adası liman ve çevresinde turistik hediyelik eşya dükkanları, restoranlar, kafelerle tam anlamıyla turistik bir destinasyon özelliği taşımaktadır. Yerli halktan daha fazla yabancı misafirleri görmeniz mümkündür.

Marken sonra Volendam kasabasına gidiş yolu üzerinde Hollanda’nın meşhur Gouda peynirlerinin üretildiği, tadımlık yapıldığı ve istenildiğinde satın alındığı bir çiftliğe girdik. Henri Willig çiftliği, çiftçi olan bu beyin üreticileri bir araya toplama ve üretilen sütlerin maksimum fayda üretecek bir inovasyon anlayışıyla kooperatifleşmesi mantığı üzerine çalışmaktadır. Bu çiftliklerdeki Montofon, Holştein gibi ineklerin yılda 6000 litre süt verdiğini

Düşündüğünüzde bu sütlerin tamamının tüketiminin zorluğu insanları süt ürünleri elde etme ve onların iç ve dış pazarda değerlendirmelerini sağlamaktadır. Volendam, yine turistik bir kasaba olma özelliğiyle turistlerin ilgisini çekmektedir.

Bir hafta süren bu seyahatimizin organizasyonunu gezi notlarımın ilkinde bahsettiğim İnterworld seyahat acentasının sahibi Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesinden öğrencim başarılı iş insanı Ozan Yaman ve ekibi yapmıştır. Bundan sonraki nehir gemilerinde görüşmek dileklerimle, sağlıklı günler dilerim.

Yayın Tarihi
08.07.2025
Bu haber 77 kişi tarafından okunmuştur.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla