PROF.DR. AHMET AKTAŞ’IN VİETNAM,LAOS,KAMBOÇYA GEZİ NOTLARI(5)

Hanoi şehrinin 90 km. güneyinde olan ve “Karadaki Halong Körfezi” olarak adlandırılan ve 11. Yy. kalma bu antik şehrin adı Ninh Binh olarak adlandırılmaktadır. Antik Vietnam’ın başkentidir. Bu bölgede Kral Dinh ve Kral Le’ye ithaf edilen eski tapınaklar bulunmaktadır. Tapınaklar bir tepenin yamaçlarına inşa edilmiş ve de iyi bir tırmanış gerektirmektedir. Her katmanda ibadet yerleri bulunmakta ve tapınak tamamiyle sırtını ormana dayadığı için daha ilerilere gitmek hem yasak ve hem de olanaksız olmaktadır.

Budizmde bu tür tapınaklara tırmanış üç aşamalı olmaktadır. Bu gördüğümüz tapınak ilk basamak, mağara içine girdikten sonra ikinci basamak ve yine mağara içindeki tırmanışla birlikte nirvanaya ulaşıyorsunuz. Yani onlara göre tüm günahlarınızdan arınmış oluyorsunuz. Aşağıdaki resimde bunu az da olsa göstermeye çalıştım.

Tapınak gezimizden sonra okyanusa dökülen ve özellikle çeltik tarlalarının ve her tür bitkilerin yetişmesinde önemli rol oynayan derin ve de geniş yataklı bir nehir üzerindeki tekne turumuza sıra geldi. Tekne turumuzun en ilginç yönü kadınların çoğunlukta çalışmaları ve erkeklerini sorduklarımızda ise onların kahvede boş oturduklarını ya da vakit geçirdiklerini söylediler. Bu tekneler maksimum iki kişinin binebileceği ve kayıkları da kadınların elleri yerine ayaklarını kullanmaları hepimizi hayrete düşürdü. Aşağı yukarı 45 dakikalık bir tekne turu yaparken doğal oluşum ve adı “Tam Din Coc” mağaraların içlerine girdik, kafalara zarar gelmesin diye başlarımızı eğdik, aksi takdirde sert kayaların vereceği zararları düşünmek bile insanı tedirgin ediyor. Magaralara girişimizde kadınların başlarında birer lamba ve o şekilde yollarını görüyorlar. O daracık mağaradan geçerken bu ne usta ayaklar ki sağa sola çarpmadan bir mağaradan çıkıp ikincisine girmek durumunda kaldık. Gezimizin sonunda sarp ve o kadar ilginç olan bir mağarayı gösterdiler. Bu mağara ve ormanlık alanda King Kong filminin çekiminde stüdyo olarak kullanmışlar.

Gezimin sonunda Hanoi şehrine geri döndük. Bu son gecemiz ve yarın Laos ülkesine hareket edeceğiz. Bu geceyi de değerlendirmek adına ilginç ve de turistik bir değer olan adına da mahallenin ortasından geçen tren adı verdikleri bir etkinliği görmek istedik. Hayret, gerçekten kocaman tren rayları daracık sokakların arasından gelip ve geçiyor. Haftanın belirli gün ve gecelerinde olan bu geçiş, hem yerel halk hem de turistler için ilginç ve unutulmaz bir şölen havasında. Kocaman bir yolcu treni, sayabildiğim kadar 12 vagon ve büyük bir de lokomotifden oluşmaktadır. Ellerde kameralar ve bol bol resim ya da videolarla o anı ölümsüzleştiriyorsunuz.

Vietnam gezimi bitirmeden önce sizlerle paylaşmayı uygun bulduğum ve de trafik sorununu çözdüklerine inandığım bir konuyu anlatmak istiyorum. 20

milyonluk Hanoi şehrinde belki de 20 milyon vespa türü mobiletlerin olduğudur. O kadar çok ve yoğun bir şekilde trafiği kullanıyorlar ki hayretle izledim ve kaldığım üç gün içinde sokaklarda, caddelerde ne bir kavga, ne de bir trafik kazası görmedim. Bir mobilette üç insanın da olduğunu, her birinin kask taşıdığını ve koydukları kurallara bu kadar saygılı olduklarını hayretle gördüm. Diğer özel ya da ticari araçların sayılarının az olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.