Yeni Sürdürülebilir Turizm Programı ve GSTC

Dr. MEHMET BAHAR

Hepinizin bildiği gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı pandemi döneminde uygulamaya koyduğu “Güvenlik Turizm Sertifikası” ile tüm Dünya’ya örnek ve öncü olmuş ve uygulama ile rakiplerinin bir adım önüne geçmiştir.

Pandeminin sona ermesi sebebiyle bakanlık TGA aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile yaptığı anlaşma gereği 15 Kasım tarihinde yayınladığı genelge ile “Sürdürülebilir Turizm Sertifika” programını başlattı. Buna göre, kısaca GSTC olarak adlandırılan bu konseyin oteller için ortaya koymuş olduğu 42 tane “sürdürülebilirlik” kriterine 3 aşamalı olarak 2030 yılına kadar uymayı taahhüt etti.

Bu kapsamda 2023 sonuna kadar ülkemizde bulunan yaklaşık 22.000 adet konaklama tesisi bu 42 kriterin 1. Aşaması olan 12 adet kriteri yerine getirmek zorunda olup, sertifika almaları zorunlu hale geldi.

Böylesine büyük ve iddialı bir programın başlatılmış olması yine ezberleri bozarak Dünya çapında ses getirdi. Başta rakip ülkeler olmak üzere tüm herkes bu programın uygulanması ve gelişimi ile ilgili tüm süreçleri ilgi ile takip ediyorlar.

Böylesi büyük bir programı ülke bazında uygulamaya geçen ve taahhüt eden başka bir ülke yok. Kişisel olarak da içinde bulunduğum bu büyük dönüşüm programı ilk meyvelerini vermeye başladı.

Bugün itibariyle 91 adet gönüllü tesis 42 kriterin tamamını yerine getirerek GSTC tarafından yetkilendirilmiş denetim firmalarından belgelerini aldılar. Yıl sonuna kadar bunun en az 400 – 500 civarında olacağı öngörülmekte. S

ürdürülebilirlik ile ilgili GSTC’nin Aralık ayında İspanya’nın Sevilla kentinde gerçekleştirdiği yıllık geleneksel konferansında bu sebeple Türkiye damgasını vurdu. Kongre’de resmi olarak programın lansmanı yapıldı ve 61 ülkeden 400’den fazla katılımcı konu hakkında bilgilendirildi.

Kısaca GSTC’yi tanıtmak gerekirse, “Sürdürülebilir seyahat ve turizm için standartların belirlenmesi ve yönetilmesi konusunda lider küresel bir oterite”dir. 2007 yılında Birleşmiş Milletler Vakfı, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Yağmur Ormanları İttifakı gibi kurucu üyelerin desteğiyle kurulmuştur.

Günümüzde kendi finansmanını sağlayan tamamen bağımsız bir üst çatı kuruluşu haline gelmiştir. 2008 yılında geliştirdiği endüstri kriterlerini 2012 ve 2016 yıllarında revize ederek bugünkü halini almasını sağlamıştır. Sürdürülebilirlik yönetimi, sosyal ekonomik, kültürel ve çevre temelli 4 esas üzerine oturtulmuş olan bu kriterler her boyutta işletme için uygulanabilir koşulları içermektedir.

Sevilla’da gördüğü büyük ilgi üzerine gelecek yıl yapılması planlanan kongre Mayıs 2023 tarihinde Antalya’da yapılması öngörülmüştür. 100’e yakın ülkeden ve 1000’e yakın delegenin katılacağı öngörülen bu kongre ülkemiz için büyük bir prestij sağlayacaktır. Ayrıca program hakkında ziyaretçilere yerinde ve canlı örnekleri gözlemleme imkanı da sunacaktır. Tüm bu gelişmeler Türk turizminin geldiği yeri göstermesi açısından bir turizmci olarak beni heyecanlandırmaktadır. Tarihi günlere şahitlik ediyoruz. Bazıları tarafından zor hatta imkansız gözüken bu programın daha ilk uygulama sonuçlarından elde edilen sonuçlar ümit verici.

Çevre sorunlarının zirve yaptığı günümüzde bu alanda küçük büyük atılan tüm adımlar çok önemlidir. Bu sebeple bir Kızılderili atasözünü hatırlatarak yazıma son vermek istiyorum. “Biz bu Dünya’yı atalarımızdan miras almadık. Torunlarımızdan ödünç aldık”.