Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Antalya'nın Yeşil Ufku: Küresel Trendlerle Sürdürülebilir Turizme Yolculuk

Antalya, geçtiğimiz yıl 15.6 milyon yabancı misafiri ağırlayarak bir kez daha turizmin parlayan yıldızı olduğunu kanıtladı. Sahillerimiz dolup taştı, otellerimiz rekorlar kırdı. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Bu baş döndürücü rakamların gölgesinde, artan su tüketimi, devasa gıda israfı ve doğal kaynaklarımız üzerindeki baskı gibi fısıltıyla konuşulan gerçekler yatıyor. Küresel seyahat sahnesinde ise bambaşka bir senaryo yazılıyor. Pandemi sonrası bilinçlenen yeni nesil gezgin, artık sadece güneş ve deniz aramıyor; ziyaret ettiği yere değer katmak, yerel kültürü hissetmek ve ekolojik ayak izini en aza indirmek istiyor. Peki, turizmin devler ligindeki oyuncusu Antalya, bu yeni oyunun kurallarına hazır mı?

Dünya genelinde sürdürülebilir turizm artık bir niş pazar olmaktan çıkıp ana akım haline geldi. Bu dönüşümün birkaç temel dinamiği var:

Sürdürülebilirliğin Ötesi “Onarıcı (Rejeneratif) Seyahat”: Yeni trend, sadece "zarar vermemek" değil, gidilen yeri "daha iyi bir halde bırakmak". Turistler artık bir fidan diktikleri, yerel bir ekosistemin korunmasına yardım ettikleri projelere katılmak istiyor.

Yavaş, Yerel ve Otantik Deneyimler: "Her yeri görme" telaşı yerini "bir yeri derinden hissetme" arzusuna bırakıyor. Gezginler, standart otel odaları yerine yerel bir ailenin işlettiği pansiyonda kalmayı, bir köy pazarından alışveriş yapmayı ve o bölgenin hikayelerini dinlemeyi tercih ediyor.

Atıksız ve Bilinçli Tüketim: Tek kullanımlık plastiğe karşı açılan savaş, seyahat alışkanlıklarını da değiştiriyor. Bilinçli turist, konakladığı tesisin atık yönetimi politikalarını sorguluyor, israfı reddediyor.

Topluluğa Dayalı Turizm: Harcanan paranın büyük şirketlerin kasasına değil, doğrudan yerel halkın cebine girmesi önemli bir motivasyon kaynağı haline geldi. Turistler, bir zanaatkarla atölye çalışması yapmanın veya yerel bir rehberle tura çıkmanın peşinde.

 

Bu küresel rüzgâr eserken, Antalya'nın mevcut turizm modeli bir yol ayrımında duruyor. Büyük ölçüde "her şey dahil" sistemine dayanan yapımız, turisti otel sınırları içinde tutarak yerel esnafın ve bölge kültürünün bu büyük pastadan yeterli payı almasını engelliyor. Açık büfelerdeki gıda israfı ise sürdürülebilirlik ilkeleriyle taban tabana zıt bir tablo çiziyor.

 

Ancak bu bir eleştiri değil, bir fırsat çağrısıdır. Antalya, sahip olduğu muazzam potansiyelle bu yeni trendlerin öncüsü olabilir. İşte turizmin geleceğine yönelik birkaç öneri;

Öneri 1: "Her Şey Dahil Plus" Modeline Geçiş

"Her şey dahil" sistemini terk etmek yerine, onu dönüştürelim. Oteller, paketlerine sadece yeme-içmeyi değil, "yerel deneyimleri" de dahil etsin. Örneğin, haftada bir akşam yemeğini yakındaki bir köy restoranında sunma seçeneği, bir günlük el sanatları atölyesi katılımı veya yerel bir çiftlikte kahvaltı gibi deneyimler hem turisti otel dışına çıkarır hem de yerel ekonomiyi canlandırır. Bu model, turiste otantik bir deneyim sunarken, Antalya'nın zengin kültürünü de pazarlamamızı sağlar.

 

Öneri 2: Tematik "Lezzet ve Kültür Rotaları" Oluşturmak

Antalya sadece denizden ibaret değil. Likya Yolu'ndan Torosların yaylalarına, zeytin ve portakal bahçelerinden antik kentlere uzanan eşsiz bir mirasa sahibiz. Bu zenginliği kullanarak "Antalya Zeytin Yolu", "Torosların Peynir Durakları" veya "Antik Kentler Bisiklet Rotası" gibi somut ve pazarlanabilir güzergahlar oluşturalım. Bu rotalar, turistleri iç bölgelere çekerek turizmi tüm yıla ve tüm coğrafyaya yayar, "yavaş seyahat" trendini yakalar ve kitle turizminin yarattığı baskıyı hafifletir.

 

Öneri 3: "Yeşil Sertifika"yı Küresel Bir Markaya Dönüştürmek

Türkiye'nin ulusal sürdürülebilir turizm programı kapsamında verilen GSTC onaylı sertifikalar çok değerli bir başlangıç. Gelin, bu sertifikaya sahip otelleri ve işletmeleri bir adım öne çıkaralım. "Antalya'nın Yeşil Tesisleri" adıyla ortak bir marka kimliği oluşturalım ve bu tesisleri bilinçli turistlere yönelik özel kanallarda pazarlayalım. Atık yönetimi, su tasarrufu ve yerel tedarik gibi konularda başarı gösteren bu öncü işletmeler, Antalya'nın sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığının somut bir kanıtı olacaktır.

 

Geleceğin turizmi, nicelikten çok nitelikle, tüketimden çok katkıyla, betondan çok deneyimle ölçülecek. Antalya, bu gelecekte sadece rekorlar kıran bir destinasyon değil, aynı zamanda ilham veren bir lider olabilir. Yeter ki güneşin parlaklığının, altındaki zengin ve korunması gereken hazineleri gölgelemesine izin vermeyelim.

 

Yayın Tarihi
15.10.2025
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla