Yıllardır turizm yazıyorum.
Herhelde yazdığım yazıların çoğunluğu kriz ve sıkıntılar üzerineydi.
Turizmci durumlar iyiyken piyasada gözükmez.
Ama sıkıntılar varsa, turizmde kriz yaşanıyorsa hangi taşı kaldırsan altında turizmci çıkar.
Her halde turizmci bol para kazandığında gözü paradan başka bir şey görmüyor.
Başkasının sıkıntısı, başkasının krizi turizmci için çok fazla bir şey ifade etmiyor.
Tabi bunu bütün turizmciler için söylemek haksızlık olur.
Her zaman ön planda olan, her türlü aktivitenin içinde gözüken, başkasının sıkıntılarını kendi sıkıntısı gibi görüp koşan turizmcilerde mevcut.
Ama bunların sayısı bir elin parmakları kadar olunca maalesef bütün turizmciler çoğunluğun kefesine konuyor.
Sıkıntı ve kriz Türk turizminde alışkanlık haline geldi.
Bunlara turizmci de bizlerde alıştık ve sorunları aşmanın yollarını bulduk.
Bu nedenle birazda gülelim dedim. Alıntı yaptığım aşağıdaki turizmle ilgili gerçek olayları aktarayım istedim.
UÇAN UÇAĞIN İÇİNDE ÖN KOLTUKTAKİ ARKADAŞLA İLETİŞİM
Bu olay da aynen yurtdışına uçan uçaklarından birinde yaşanmış. Uçak havadayken bir yolcu cep telefonuyla konuşmaya başlıyor. Hostes derhal konuşma yapmaması konusunda yolcuyu uyarıyor. Cevap:
- Hostes hanım merak etmeyin, dışarıyla konuşmuyorum, uçağın içinde, ön taraftaki arkadaşımla konuşuyorum.
İnanılmaz ama bunlar da var
Uzakdoğu’da bir müşteri: Benim küvetim delikli, değiştirin (Jakuziden bahsediyor)
Kapadokya’da Alman müşteri: Kapı açılmıyor (anahtarı sadece sola çevirmiş)
Bir başkası: Sıcak su akmıyor (Sadece mavi vanayı açmış!)
Yolcu: Semiha Yankı Havalimanı’nın telefonunu alabilir miyim? (Sabiha Gökçen’i kastediyor)
Yolcu: ''Diyarbakır’a yer var mı acaba?''
''Maalesef yok efendim.''
''O zaman beni yedek kulübesine yazar mısınız?''
Operatör: İyi günler iç hatlar.
''Bant kaydı mısınız, yoksa gerçek mi?''
Hostes uçakta yolcuya sorar: Hangi numarada oturuyorsunuz beyefendi?
''Sanayi Mahallesi No: 14.''