Turizmin ve turizmcinin sesi

Antalya'nın sahilleri dolu ama turistle değil

Emin Demir

Antalya'da hava sıcaklığı zaman zaman 43 dereceyi buluyor. Adeta yer gök kaynıyor. Sıcaktan bunalanlar soluğu denizde alıyor. Deniz sevmeyenler ise ormanlık alanlara kaçıyorlar.

Antalya'ya gelenler Konyaaltı sahiline gittiğinde Antalya'nın adeta turist akışı yaşadığını zanneder. Çünkü sahil tıklım tıklım dolu. Konyaaltında sadece gündüzleri değil geceleri bile inanılmz bir kalabalık var.

Ancak bu kalabalık Antalya'ya gelen turistlerden kaynaklanmıyor. Aşırı sıcaklardan bunalan, evlerinde sıcaktan duramayanlar serinlemek için denize akın ediyorlar.

Konyaaltı sahilini gezerseniz göreceksiniz ki adeta piknik yerini andırır. Halka açık yerlerde şemşiyesini, şezlongunu, tüpünü, yiyeceğini alan kişiler, aileler gün boyu sahilden ayrılmazlar. Hatta geceleri geç saatlere kadar sahilde uzanır, denize girerler, yer ve içerler.

Antalyalıların serinleme şekli bu. Geçmiş yıllarda Antalyalıların sahilde derme çatma tahtadan yapılma çardak denilen evleri vardı. Bu evlerde Antalyalılar yazı geçirirlerdi. Bu gelenek hala otel yapılmayan, boş kalan Boğazak ile Side arasında bulunan bölgede devam ettiriliyor.

Antalyalılar sahilde yaptıkları çardaklarda hala yazı geçiriyorlar. Çardağı olmayanlar ise sahile piknik yapar gibi giderek serinlemenin yolunu arıyorlar. Sahilde uyuyanların sayısı da az değil.

Dedim ya Antalya sahilleri dolu. Ama bu doluluk Antalya'ya gelen turistlerden kaynaklanmıyor.

Bu yıl pandeminin etkisi hala sürüyor. Ruslar gelmeye başlaması ile oteller canlanmaya başladı. Ama kaç otel canlanıyor? Gelen turistlerin Antalya'nın otellerini doldurması imkansız.

Antalya'da bu yıl açık olan oteller ortalama yüzde 70 doluluğu yakalayabilirlerse bu büyük başarı sayılır.

Çünkü her yer otel dolu. Bu kadar çok otelin dolması bu gelen turist sayısı ile mümkün değil. 2019 yılında günde 150 bine yakın turist Antalya'ya gelirdi. Bu tüm yaz boyunca devam ediyordu. Şimdi bu sayının yarısı gelmiyor.

Dünya Turizm Örgütüne göre, pandemi nedeniyle turizm hareketliliğinin eski günlerine 2023 yılından önce dönmesi mümkün görünmüyor.

2021 yılı 2020 yılından daha iyi, 2022 yılı da 2021 yılından daha iyi olacak. 2019 yılı rakamları ise görüntüye göre 2023 yılında ancak yakalanabilir.

Bana göre Türk turizminin en büyük kurtarıcısı yerli turist olacak. Otellerde konaklayacak yerli turist sayısını mutlaka artırmamız lazım.

Otellerde konaklayanların yüzde 25'ini yerli turist oluşturmadığı sürede turizm her zaman diken üzerinde olacak.

Çünkü turizm sektöründe her yıl bir kriz yaşanıyor. Krizde ise ilk kaçan yabancı turist oluyor. Bu da gayet normal. Ama yerli turist ülkemizin gerçeklerini bilir ona göre tavır alır.

En kötü yıllarda bile yerli turist kurtarıcı olmuştur.

Ancak turizmcilerde yerli turiste sahip çıkmalı. Onları yabancı turist ile bir tutup aynı fiyatı veya daha yüksek fiyatı vermemeli.

Yerli turistin daimi müşteri olması için kampanyalar düzenlenmeli, cazip fiyatlar sunulmalı.

Çünkü ülkenin ekonomisi ortada. Gelirler dövize göre her geçen gün düşüyor. Yerli turiste döviz üzerinden fiyat verilmeye devam edilirse turizm iç pazarı yavaş yavaş kaybeder.

Unutmayalaım. İç pazar kurtarıcı pazardır.

Nasıl ki şu anda iç pazar ana pazarımız haline geldiyse bundan sonra da gelmesi için çaba sarf etmeliyiz...