Sezon ortasındayız ve o kadar çok ve hızlı gelişmeler oluyor ki, kaçırmamak, takip edebilmek zor bir hal alıyor. Bazı önemli konuların arada kaynamaması için bu haftaki köşemde özetle değineceğim.
ERTUĞRUL ÖZKÖK REHBERLERE ÇOK AYIP ETTİ
Ne kadar deneyimli olursan, geniş çaplı düşünemiyor ve sağlıklı bir kontrol mekanizması kuramıyorsan, her an kendi kendini bitirebilecek bir gafı yumurtlayıveriyorsun. Bunun sonuncusu geçen hafta Ertuğrul Özkök’ün bir yayında söylediği ‘ Pkklılar gelsin Turist rehberi olsunlar!’ gafıydı ki izlediğim kadarı ile bunu planlı olarak hazırlamamış, konuşmanın gelişine göre ağzından çıkarıvermişti. Özkök, haliyle büyük emekler ile yetişmiş ülke tanıtımının en önemli neferleri olan 11.000 turist rehberinin bam teline bastı. Sosyal medyadan kendisine verilen zehir zemberek cevaplar bu kızgınlığın ve kırgınlığın boyunu gösteriyordu. Hakaret içermeyenlerin çoğuna katılıyorum. Bende oturup Ertuğrul Özkök’e bir mektup yazdım. Özetle, ‘ ‘Rehber olabilmek öncelikle her bir köşesini karış karış bildiğin ülkene aşık olmalısın.’ Dedim. Sanırım bu yeterlidir. Özkök’ün olayı yine tipik bir ‘Homo homini lupis’ vakasıdır. Dilini, kalemini üstruplu kullanmazsan, kendi kendini bitirirsin…
OTEL DOLULUK KEŞMEKEŞİ
Bayram boyunca otellerin doluluğu tartışıldı durdu. Kimileri ‘otellerimiz %100 dolu derken, kimileri ne alaka, biz boşuz bekliyoruz! ‘ dediler. Nedenini açıklayayım. Dünya’da bir ülkenin otel doluluğunu anında cevaplayabilecek bir sistem yok. Zaten siz daha bu soruyu sorarken, otellere yeni rezervasyonlar ve iptaller gelir ve oran her an değişir. Hatta siz bunu bulmaya çalışırken, yeni bir tesis açılışını yapmaya hazırlanıyordur. Hiç kimse de –mesela Antalya’dan yola çıkalım- tek tek 2000 tesisi arayarak doluluğunu öğrenemez. O yüzden anlık otel doluluğunu kimse bilemez. Ancak çok merak edilen bu konuya sektör temsilcileri birkaç tesisin doluluğunu araştırarak ve günlük geliş sayılarına bakarak tahmini bir cevap verebilir ki, bu bölgeyi ve bütün otelleri kapsayamaz. Kimi bayramı %50 dolulukla geçirirken, kimi otel kapasitesinin üstünde bir doluluğa ulaşmış olabilir.
Burada ancak matematiksel bir çalışma yaparak, yaklaşık ortalama bulunabilir. Bunun için 3 parametreye ihtiyaç vardır:
-bölgenin toplam aktüel yatak kapasitesi
-turistin ortalama kalış süresi
-bölgeye günlük turist gelişi
İsterseniz temmuz başından bugüne gelişlerden yola çıkarak Antalya’nın doluluk oranını yabancı turist bazında çıkarmaya çalışalım.
-Bölgenin yaklaşık yatak kapasitesi 650.000-700.000 civarında
-turistin ortalama kalış süresi 9 gün
-bölgeye 1-15 temmuz arası gelen turist sayısı 1.120.000 ve günlük geliş ortalaması yaklaşık 75.000
Günlük geliş 75.000 bini, kalış süresi olan 9 gün ile çarparsak, bu sürede gerekli olan yatak kapasitesi 675.000 olacaktır. Bu, aşağı yukarı Antalya’daki yatak kapasitesine denk geliyor. Buna bir de iç pazardan gelen yerli misafirleri eklersek, Antalya’da otel doluluklarının temmuz ilk iki haftasında % 100 e yakın seyrettiğini söylemek mümkündür.
ALMANYA KAS GÜCÜNE DAYALI ÇALIŞAN İSTİYOR
Temmuz ve Ağustos aylarının Avrupa’daki en önemli konusu Havalimanlarındaki çaresizlik olacak. Özellikle Almanya havalimanları ciddi ciddi S.O.S veriyor. Yeteri kadar çalışan olmadığından uçuşlar iptal oluyor, çok uzun gecikmeler yaşanıyor, bavullar doğru yere zamanında gönderilemiyor ve az sayıda çalışanın isyanı grevlere doğru ilerliyor. Hele 25-27 temmuza dikkat edelim, büyük eyaletlerdeki tatillerin başlaması ile tam bir chaos bekliyor Havalimanlarını. Çözüm için Türkiye’den 2-3 aylığına vasıfsız, kas gücüne dayalı 2000 kişi istiyorlar. Oysa, bu tarz çalışanı Almanya’da bulmak mümkün. Asıl önemli olan bu karmakarışık ortamı yönetecek, flexibel olabilen, çözüm odaklı kişilerin bu süreci sevk etmesini sağlamak. Bence bu kilit noktalara bizden destek almalılar.
HALA ‘TÜRKİYE’ DEMİYORUZ
Mayıs ayı sonunda BM Genel Sekreterliğine mektup göndererek, artık uluslararası mecralarda ülkemizin adının her dilde sadece ‘Türkiye’ olarak kullanılacağını iletmiş ve uygulamaya başlamıştık. Bu konuda öncü olarak biz turizmcilere önemli görev düşüyor. Ancak maalesef henüz bunu pek kaale almıyor gibiyiz. Bu durumda yabancılar, ‘önce siz başlayın’ dese verilecek cevabımız yok. Mesela hala otellerin, tur operatörlerinin web sayfalarında ‘Turkey’ kullanılıyor. Yazışmalarda da - belki de alışkanlık gereği- ‘Turkey’e devam ediyoruz. Hani biz istemiştik bunun değişmesini. Bir yerden başlamalıyız, önce biz alışacağız, sonra dünya…
AĞUSTOS ASPENDOS’TA GEÇECEK
Nice konserler, etkinlikler yaşadık Aspendos tiyatrosunda. Hepsi birbirinden güzel hatıralar olarak hafızalarımızda kaldı. Ben hala 2005 yılında Öger Tours olarak organize ettiğimiz ve canlı yayınlanan ‘Wetten Das ?’ programını düşünüyorum. 17 yıl önceki teknoloji ile harikalar yaratılan Aspendos’un en güzel tanıtımının olduğu bu yayını Google dan ‘Wetten Das Aspendos’ yazarak indirip, lütfen izleyin. Daha nicelerine sahne oldu Zenon’nun bu muhteşem eseri. Bir de yıllardır Kültür Turizm Bakanlığının organizasyonunda ‘Aspendos Opera ve Bale Festivali’ tabii ki… Kimler geldi , kimler….
Şimdilerde yine dünya starlarının geleceği yeni bir dizi konser serisi başlıyor Aspendos’ta. ‘Aspendos Born Again’ sloganı ile Ağustos ayında Chris de Burgh, Buika, Gyspy Kings, Dolapdere Big Gang, Kovacs Aspendos’ta sahne alacaklar.
İki yıl önce tek bir turist gelmezken ARO öncülüğünde Aspendos’ta 200 rehber arkadaşımızla birlikte ‘sizleri bekliyoruz’ demiş, ve Sevgili Hakan Aysev’den ‘Caruso’yu dinelmiştik. Bakın şimdi geldiler…
Daha güzel bir işiniz yoksa buyurun Aspendos’a…
YUNANİSTAN KIŞ DÖNEMİ İÇİN ALMAN EMEKLİLERE GÖZ DİKTİ
‘kışın Yunanistan’da üşümeyeceksiniz! ‘
Yunanistan yüksek enflasyon, gaz ve enerji sorunu ve sürekli artan fiyatlar ile karşı karşıya kalan Alman emeklilerini kış aylarında daha ekonomik bir şekilde yaşayacaklarını vaad ettikleri Yunanistan’a davet ediyor. Yunan turizm bakanı güneşli günler ve doyurucu servisleri ile Alman emeklilere bu kışı güzel geçirmelerine vesile olacaklarını duyurdu. Almanların üçte ikisi önümüzdeki kış enerji sorunu yaşayacağını tahmin ediyor. Ancak, fiyatların Euro olduğu ve zaten enflasyon ve hayat pahalılığı olan Yunanistan’da nasıl ucuz tatil olacağını Almanlar da henüz çözebilmiş değiller.