Antalya, 15.6 milyon turist sayısı ile 2019 yılını rekor kırarak geride bıraktı. Bu sevindirici sonucun etkilerini gelir ve karlılık tarafında da görme imkanımız olur umarım.
2019’a ilişkin diğer verilerinde açıklanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu arada gelecek sezona umutla bakarken yıl başındaki ABD İran gerginliği de bizleri endişelendiriyor. Umarız bu gerginlik bir an önce ortadan kalkar.
Sezon biterken kimi şirketin zor durumda olduğu, birçok otelin icradan el değiştirdiği ama buna karşılık kredilerin ödeme akışının hızlandığı sektörün kredi borçlarında azalmaların olduğu yorumları da yapılıyor. Rakamları görmeden çok net yorumlara girme şansımız zor, ilerleyen dönemlerde hangi bölgelerimizin turizmi ne derece hangi yönden iyi geçti, hangi ülke/lerden turistler bize katma değer yarattı gibi pek çok sorunun cevabını bulmaya çalışacağız. Ancak mevcutta birçok sorunumuzun olduğu da açık.
Sektör tam nefes almaya başlamışken konaklama vergisinin hayata geçirilmesi, 2019 yılının olumsuz gelişmelerinden biri oldu. Avrupa’nın birçok şehri turist yoğunluğunun önüne geçmeye çalışıp, hatta ayakbastı parası uygulamasına başlıyorken, bizimde konaklama vergisini hayata geçirmemiz oldukça enteresan oldu. Dışarıdan bakan birisi acaba fazla turist gelmesini istemiyorlar mı diye de düşünebilir.
Yeni yıla girdiğimiz şu günlerde başta Turizm Bakanımız olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve sektörün tüm paydaşları yoğun bir çalışma temposu içindeler. Ama nedense bu çalışmalar ayrı ayrı farklı şekillerde yürütülüyor. Tüm paydaşların ortak hareket ettiğine dair bir çalışmayı da ortada göremiyoruz. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının (TTGA) kurulması ile bir beklenti oluştu ama o taraftan da çok somut adımlar henüz göremedik. Ama sektör birçok konuda eylem ve çözüm bekliyor. Sorunlar sadece tek bir taraftan çözülebilecek sorunlar da değil. Tüm paydaşların katılımı görüş ve değerlendirmelerinin alınarak, onlarında katkı sunacağı bir çalışma platformuna ihtiyaç var. Bu çalışma platformu her şeyden önce ortak bir strateji belirleyebilmeli. Bazı stratejiye dönük çalışmalar da var ama sektör ne kadarını biliyor tartışılır. Daha çok yolumuzun olduğu ve çok çalışmamız gerektiği ortada.
Ülkemizin birçok sektörüne teşvikler getirilirip stratejik yol haritaları şekillenirken, turizmin bunlardan geri de kaldığını görmekteyiz. İhracatta katma değerli ürünler, teknolojik yatırımlar, tarımsal gelişmeye dönük birçok alanda adımların atıldığını gözlemliyoruz. Bunların meyvelerini gelecek yıllarda toplamaya başlayacağız.
Turizm sektörünün de tam hızını almaya başlamışken benzer teşvik ve yaklaşımlarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Turizm beraberinde ulaştırma, inşaat, tarım vb. birçok sektörü de harekete geçirecektir. Turizmin hala desteğe ihtiyacı var. Sezonun iyi geçtiğini düşünüyoruz ama yeni otel yatırımları, ek yatırımlar, renovasyonlarla ilgili hareketlilikte göremiyoruz. Turizmin yoğun olduğu bölge ve şehirlerdeki işsizlik rakamları da hala çok yüksek. Olumlu adımların yakalanabilmesi için tüm paydaşların aktif rol aldığı ortak bir stratejinin belirlenerek hayata geçirilmesinin en önemli desteklerden biri olacağına inanıyorum. Tam da ülkemizin birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçerken sektörümüzün de bu adımı atabilmesi iyi bir örnek oluşturacaktır.
Hepiniz yeni yılını kutlarken yeni yılda her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.