Ne kadar çok aşı yapılırsa korona kabusu o kadar azalıyor. Bunun için bütün ülkeler bütçelerini ve enerjilerini aşılanmaya vermiş durumda. Ama sadece para ve aşı olması da yetmiyor, aşıların yapılabileceği istasyonlar ve yeterli sayıda yetkin kişiler de gerekiyor.
İşte Almanya gibi bazı ülkeler burada zorlanıyorlar. Aşıyı bulup, depoya kaldırıp aşılayamamak büyük eleştirilere neden oluyor. Avrupa’nın en büyük sorunu konuyu AB içinde yönetmeye çalışmaları ve aslında bunun pek mümkün olmadığı. Macaristan Rus aşısı kullanırken, İtalya Rus aşısını İtalya’da üretmeye çalışıyor. Önümüzdeki günler buna benzer daha bir çok hamleye gebe. Aşılanma metodları da ülkeden ülkeye değişiyor. Kimisi İngiltere gibi önce herkesi bir kez aşılamayı hedeflerken, kimileri yaşlara göre her iki dozu yapmayı öncelikli tercih ediyor.
TÜRKİYE AŞILAMADA G20 ÜLKELERİ İÇİNDE 3. SIRADA
Aşılanma sürecinde İsrail, Amerika ve İngiltere ilk sıraları alırken AB ülkeleri çok gerilerde kaldı. Türkiye ise kısıtlı aşı imkanlarına rağmen, aşılamada oldukça hızlı davranarak dünyada en hızlı aşılama yapılan ülkeler arasına girdi. Yaş ve öncelikli mesleklerden başlayarak her iki dozun birden yapılmasının öngörüldüğü aşılama yöntemine göre Türkiye bugüne kadar nüfusunun %16 sını aşılayabildi. Böylelikle Türkiye, G20 ülkeleri içinde Amerika ve İngiltere’den sonra nüfusuna göre en yoğun aşılamayı yapan 3. Ülke durumuna geldi. Türkiye’yi İtalya, Almanya ve Fransa takip ediyor. Aşağıdaki tabloda yer almayan Kanada, Çin, Güney Kore, Japonya, Brezilya ve Avustralya’da aşılama oranları çok düşük. Gerçi özellikle Japonya, Güney Kore ve Avustralya pandemiyi önemli ölçüde kontrol altına aldıkları için çok büyük aşı baskısı altında değiller.
AFRİKA VE ASYA’DA BİR KAÇ YIL SÜREBİLİR
Dünya genelinde de aşılanmada büyük farklılıklar var. Kuzey Amerikanın başı çektiği sıralamada Avrupa ikinci sırada geliyor. Özellikle dar bütçeli ülkelerin sipariş ettiği Astra Zeneca aşısının teslimatındaki problemler bir çok ülkenin mağdur olmasına yol açtı. Asya ülkeleri ise henüz % 5 oranını yakalayamadı.
5 farklı aşının kullanıldığı Avrupa birliği içinde de aşılanma sayılarında büyük farklılıklar mevcut.
Almanya, İtalya ve Fransa %10 oranının üzerine çıktılar. Bu tempoda Avrupa ve Kuzey Amerika dışındaki kıtaların aşılanması bir kaç yılı alabilir.
Avrupa Birliği aşı projeksiyonu ile bu yaz ortasına kadar halkının yarısına iki doz aşı yapmayı hedefliyor.
Almanya Haziran sonuna kadar halkının %60 na iki doz aşı yapacağını öngörüyor. Akdeniz’in önemli tatil destinasyonu Hırvatistan ise bu sürede ancak %36 oranında aşılama yapabilecek.
TÜRKİYE AVANTAJLARA SAHİP
Ülkelerin kimi aşısızlıktan, kimi eksik personelden, kimi bürokratik engellerden yakınırken, eldeki kısıtlı imkanlarla aşılanma sürecinde elini çabuk tutarak bir adım öne geçen Türkiye, turizm personelinin aşılanması kozunu da iyi değerlendirmeli. Hiç bu kadar hızlı beklemiyordum, hafta içi personelimiz için yaptığımız başvuraya bugün olumlu olarak cevap verildi ve kaydımız yapıldı. Umarım aşılanmada aynı hızla gerçekleşir ve Turizm sezonuna bütün turizm çalışanları aşılanmış olarak girerler.
Almanya, Paskalya’dan sonra doktorların muayenehanelerinde aşı yapılmasını karara bağlayacak ve yeni bir aşılanma süreci başlatacak. Bununla birlikte başını AFD partisinin çektiği aşı karşıtları halkı aşıya karşı kışkırtırken bugün milletvekilleri meclis oturumuna maskesiz geldiler.
Bana sorarsanız burada Avrupa’nın hantallığının karşısında çok büyük avantajlara sahibiz.
1. Nüfusumuz genç,
2. Sağlık personelimiz büyük ve fedakarca çalışıyor,
3. Sistemimiz işliyor: vatandaşlık numarası ile bizde herşey halledilebiliyor, kayıtlar yapılabiliyor, sırası gelen haberdar ediliyor ve çok daha hızlı hareket edebiliyoruz. Bildiğim kadarı ile AB de - kişisel veri dolayısı ile- bu anlamda bir data yok ve bir çok şey daha bürokratik , ağır işliyor.
4. Ülkemizde Halkın aşıya inancı Avrupa ortalamasının çok üstünde.
Bütün bunları topladığımızda hikayenin sonu bizim için daha güzel olabilir gibi gözüküyor.
Bir de yeteri kadar aşımız olaydı!...