Bir zamanlar belli bir ölçüde doluluğu yakaladık mı aynı ölçüde karlılığı da yakalıyorduk. Şimdilerde o güzel günleri arar ve özler bir durumda yol almaya çabalıyoruz. Çünkü artık tek başına doluluk yetmiyor ve mutlaka o dilimize adeta yapışan DOĞRU FİYAT da gerekiyor.
Geçen sene üzülerek deneyimlediğimiz üzere doluluğa paralel artan cirolar bizi arzu ettiğimiz karlılıklara götüremedi. Zira giderek artan ve baş edemez duruma geldiğimiz maliyetlere genel anlamda yatay bir seyir izleyen döviz kuru da eklenince mutlu etmeyen tablo ortaya çıktı.
Artık doluluklar doğru fiyatla eşleşmediği sürece bu açmaz kolay kolay yakamızı bırakacağa benzemiyor.
DOĞRU FİYAT’ ın tanımını doğru yapmamız şart. Bir defa DOĞRU FİYAT asla ne ucuz ne de pahalı fiyat anlamına gelmiyor. DOĞRU FİYAT bizi tekrar geleceği sağlıklı şekilde planlayabileceğimiz bir noktaya taşıyacak ve turizm hareketimizi sürdürülebilir kılacak ortak bir anlayışımız olmalıdır.
Son zamanlarda gündem teşkil eden sistem değişiklikleri ile ilgili görüşler ise elbette değerlidir ve en doğruyu bulabilmek anlamında üzerinde kapsamlı bir şekilde kafa yorulmalıdır.
Sektörümüzün tüm bileşenleri artık çok net olarak görmüştür ki mevcut şartlar dahilinde süreç oldukça zorludur ve gereken doğru adımlar atılmadıkça sonuç almak giderek zorlaşacaktır.
Hiç şüphe yok ki turizm coğrafyamızda rakiplerimizin bir bölümü zaten bize göre avantajlı bir konumdadırlar ve hatta Yunanistan örneğindeki gibi yeni bir ivme yakalamışlardır. Tam anlamıyla bize rakip olduklarını söylemeyeceğimiz bir diğer bölümü ise Mısır örneğinde olduğu üzere konumlarını giderek güçlendirmeye başlamışlardır.
Daha ekonomik tatil yapabilme düşüncesinin genel anlamda tüm dünya insanları İçin giderek yaygınlaştığını görmekteyiz ancak bu düşüncenin ürün ve servis kalitesi anlamında mutlaka bir dengeye oturması da işin sürdürülebilir olabilmesi noktasında asla yadsınamayacak bir gerçektir.
Biz ürün ve hizmet kalitesi anlamında kesinlikle iyi bir tatil ülkesiyiz ve bu güçlü avantajımızı bizi özellikle işletme maliyetlerimiz noktasında rahatlatacak doğru planlamalar çerçevesinde mutlaka kullanmaya devam etmeliyiz.
Çoklukla yaptığımız üzere sayıların dayanılmaz cazibesine kapılarak yol yürüme alışkanlığımızdan da artık sıyrılmamız gerekiyor. Biteviye NİTELİK / NİCELİK tanımlaması üzerinden ifade etmeye çalıştığımız yaklaşıma turizm hareketimizin sağlıklı yarınları adına çok daha fazla konsantre olmalıyız.
Çok değerli kaynaklarımızın asla sınırsız olmadığı gerçeğinden hareketle özellikle Akdeniz çanağındaki bazı güçlü rakiplerimizin NİTELİK anlamında bir şekilde göstermeye devam ettikleri duyarlılığı mutlaka iyi anlamalıyız.