Son zamanlarda bulunduğum sohbetlerde en çok duyduğum konudan bahsetmek istedim. Genel Müdürler patrondan, patronlardan genel müdürlerden şikâyet ediyor. Peki, neden böyle?
Turizm sektöründe bir otelin başarısı yalnızca fiziksel altyapısı ya da sunduğu hizmet kalitesiyle değil, bu yapıyı yöneten insan kaynağının liderliğiyle doğrudan ilişkilidir. Bu noktada en kritik iki rol, genel müdür ve otel sahibi/patronu arasında şekillenir. Her biri farklı bakış açıları, sorumluluk alanları ve liderlik stilleriyle otelin geleceğini inşa eder.
Genel Müdür:
Bir otelin genel müdürü, işletmenin sahadaki yöneticisidir. Günlük operasyonlardan uzun vadeli stratejiye, ekip motivasyonundan kriz yönetimine kadar uzanan geniş bir yelpazede sorumluluk sahibidir.
Ekiplerin verimli çalışmasını sağlarken aynı zamanda misafir memnuniyetini en üst seviyede tutmak için etkili bir iletişim ağı kurar. Sadece yönetici değil, aynı zamanda ilham veren bir lider olmalıdır.
Kararlarını anlık durumlara değil, veri analitiğine ve geçmiş deneyimlere dayandırır. Doluluk oranı, maliyet kontrolü, gelir yönetimi gibi başlıklarda hakimiyeti güçlüdür.
Marka değerini sahada temsil eder. Misafir ilişkileri, iş ortakları ve yerel otoritelerle kurulan bağlarda aktif rol oynar.
İyi bir genel müdür, sadece krizi yöneten değil; krizi önceden hissedip önleyici adım atabilen yöneticidir. Sürdürülebilir başarı, bu öngörü ve adaptasyon becerisine bağlıdır.
Patron:
Bir otelin sahibi ya da patronu, yatırımın sahibidir; ancak bu, her detaya müdahil olmayı gerektirmez. Gerçek anlamda vizyoner bir patron, yönetime güven duyan ve stratejik büyümeye odaklanan profildir. Başarılı patronlar, operasyonel detayları profesyonel yönetime bırakır. Yetki devri, güven ve şeffaf raporlama sistemleri üzerine kurulu bir yapı otelin verimliliğini artırır.
Finansal planlama, markalaşma ve uzun vadeli büyüme vizyonu, patronun odak noktası olmalıdır. Kısa vadeli gelir değil, uzun vadeli itibarı hedefleyen bir anlayış, sürdürülebilirlik sağlar.
Patronun yaklaşımı, kurum içi kültürü şekillendirir. Çalışan sadakati, işe alım kalitesi ve genel motivasyon, bu liderliğin doğrudan sonuçlarıdır.
İyi bir patron, yalnızca kâr eden değil; iyi yöneten, yönetime alan açan ve aynı zamanda kurum kültürünü sahiplenen bir liderdir.
Sonuç olarak; Aynı Gemide İki Kaptan Değil, Farklı Görevlerde Aynı Yöne Bakan İki Lider
Otelcilik, ekip işidir. Genel müdür ve patron arasındaki ilişki ise bu ekibin en kritik dinamiğidir. Müdahale değil destek, kontrol değil vizyon, direktif değil diyalog üzerine kurulu ilişkilerde başarı kalıcı olur.Bu nedenle sektörün geleceği, profesyonellere alan açan, liyakati esas alan ve işletmesini bir kurum gibi yöneten patronların; vizyoner, çözüm odaklı ve liderlik becerisi güçlü genel müdürlerle birlikte yürümesine bağlıdır.
Sevgilerimle,
Hediye Çete