Mayıs ayı ile birlikte ortalık hareketlendi. Neredeyse bütün Avrupa ülkeleri açılma sürecine girerken, dün İspanya’da 6,5 aylık olağanüstü dönemin sona ermesi ile insanlar sabaha kadar sokaklarda kutlamalar yaptılar. Bir çok ülke zaten haftalardır bu geçişi yaşıyor. En geç Mayıs sonunda önemli bütün turizm destinasyonları kapılarını iç ve dış turizme açmış olacak. Zaten turizm sektörünün boş geçirebileceği bırakın sezonu , aya , günlere bile tahammülü kalmadı.
Bu arada bir çok ülke farklı tanıtım ve reklam hamleleri ile turist çekmeye çalışıyor;
-Dubai Almanların iptal ettikleri ‘ oktobersfest’i çölde yapmaya karar verdi. En az 5 milyon Avrupalıyı bununla ülkelerine çekmeyi planlıyorlar.
-Malta ülkesine gelen turistlere 200 € vererek farklı bir yol izliyor. Bu paranın yarısını otel yarısının da tatil esnasında harcama koşulu var.
-İtalya bazı tatil destinasyonlarını ‘koronasız bölge’ olarak öne çıkarıyor.
-Yunanistan bütün turizm personelini aşılama sözü verdi. -ama henüz gerçekleşmekten uzak, zira bir çok adaya dağılmış olması lojistik zorluklar getiriyor.
-İspanya, dün gece dünyaya ‘ biz açıldık’ mesajını verdi.
-Mısır mumyaları naklen yayınla bir oraya, bir buraya taşıyor.
Avrupa Birliği ve özellikle Almanya’dan ‘artık seyahat edebilirsiniz ‘ sesleri yükselmeye başladı. Hatta aşı pasaportu olmasa da bunun mümkün olacağı dillendiriliyor.
“ Peki ya biz? “diye aklımızdan geçiriyoruz her gün...
Bizim durumumuz yurt dışındaki ve yurt içindeki gelişmelere paralel ilerleyecek. Ben bu sezonun 3 aşamalı bir süreçten süzüleceğini öngörüyorum:
1. Önce herkes kendi ülkesine yoğunlaşacak ( mayıs-haziran)
2. Öncelikle AB ülkelerine gidilmesinin ve oraların dolmasının önü açılacak ( mayıs-haziran- temmmuz)
3. Türkiye’nin kapısı çalınacak ( temmuz)
Bir kaç gündür gerçekleşen ikili görüşmeler ve ülkeler arası sürdürdüğümüz diplomasiden bunlar çıkıyor.
Eğer istisnai bir olayla karşılaşmazsak ve salgında kontrolü sağlarsak Rusya temmuzda , AB ülkeleri Temmuz sonunda Türkiye’ye yönelir.
30 MİLYON TURİST GELİR Mİ?
Dünya sağlık örgütünün simulasyonunda 2021 yılı için 2019 yılının yarısı kadar bir hareketlilik öngörülüyordu. Yani yaklaşık 700 milyon insan şartlar oluşursa seyahat edebilir. Uzakdoğu kapılarını kapadı ve pek açmayacak gibi. Amerika’da kısa dönemde yurt dışı uzak seyahat hareketi beklemiyor. Bu bağlamda konsantre olmamız gereken yer yine Avrupa olacak. Rusya ve Ukrayna büyük bir olasılıkla yine sadece Türkiye, Mısır, Tanzanya ve belki biraz Yunanistan ve Kıbrıs’a yoğunlaşacak. Temmuzda sıcaklıklardan dolayı sadece Yunanistan ve Türkiye seçeneği kalır. Normal şartlarda en az 500 milyon seyahatin gerçekleştiği Avrupa’dan günümüz koşullarında yıl sonuna kadar yüz ile ikiyüz milyon seyahat gerçekleşebilir. Uzak destinasyonlar pek tercih edilmeyeceği için Akdenizdeki ülkeler ön plana çıkacaktır. Yunanistan ve Adalar, İtalya, Portekiz, İspanya, Hırvatistan, Türkiye , Mısır ve Bulgaristan en güçlü adaylar. Bu ülkeler 4 ay içinde 100-200 milyon turisti ağırlayabilir mi? Türkiyesiz çok zor. O yüzden bu ülkeler içinde yatak kapasitesi ve uçak bağlantıları en güçlü ülke olan Türkiye’ye ihtiyaç var.
Tahmin bu yıl gerçekten çok zor , zira tahmin yapabilecek veriler her an değişiyor. “5-6 milyon Rus gelir”dediğimiz gün Rusya uçuşları durdurdu.” İngiliz patlaması olacak” diye sevinirken İngilizler Türkiye’yi kırmızı listeye aldılar. Her şey her an değişirken tahmin çok zor, 6 milyon da olur, 30 milyon da . Bu artık biraz bizim diplamatik başarımıza bağlı. Herşey yukarıda özetlediğim haliyle seyir ederse, 2020 yılının biraz üstünde sezonu kapatabiliriz ki , bu bile büyük başarı olur.
PCR TEST VE AŞI HALKA VE TURİSTE GÜVEN VERİYOR
Önemli bir konu ile yazımı sonladırayım. Jest olarak 16 ülkeden gelişlerde Pcr test zorunluluğunu 15 mayısta kaldırıyoruz. Bu ülkelerin çoğu uzak doğuda ve bu yıl oradan bir hareketlilik zaten beklenmiyor. Ayrıca bu ülkelerden ülkemize önemli bir trafikte yok. Mesela Hong Kong’tan 2019 yılında Antalya’ya sadece 9 kişi geldi. Ayrıca Hong Kong’un Korona ve aşılanma sürecindeki verileri de pek şeffaf değil. Tayvan, Tayland, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Vietnam Türkiye için olmazsa olmaz ana pazarlar değiller. Hepsi bir Polonya etmiyor. Japonya ve Çin kısa vadede zaten yurt dışını kapadı. Ukrayna ve İngiltere önemli pazarlar ve mutlaka gelmeliler ama test ya da aşı yapılarak gelmeleri ülkemizdeki turizm hareketini azaltmayacağı gibi , diğer ülkelerden gelecek turistleri de rahatlatacaktır. Unutmayalım, başından beri ısrarla üstünde durduğumuz ‘güvenli turizm’ ile yola devam etmeliyiz. Ayrıca halk arasında korona süreci ile turiste ve turizme karşı oluşan yanlış algıyı da göz ardı etmemek gerekiyor. Hem dünyada hem Türkiye’de halk hiç bir zaman korona sürecindeki turizme bu kadar uzak , kızgın ve kırgın değildi.
Dünyada testsiz ya da aşısız bir turizm hareketi en azından 2021 yılında neredeyse hiç yok.
Bu kararın tekrar gözden geçirilmesini ümit ediyorum.
.