OTELLERDE İLAÇLAMA ve HİJYEN

Böçek ailesinin otelde ölüm nedeninin ilaçlama olduğu tahmin edilmektedir. Otellerde ilaçlama kesinlikle gözardı edilemeyen bir hijyen tedbiridir. Ben 14 yıl bir çok 4 ve 5 yıldızlı otellere ilaçlama ve gıda güvenliği hizmet verdim. Türkiye’de ilk defa uluslararası CEPA(Avrupa İlaçlamacılar Konfedarasyonu) sertifikasına sahip firmanın sahibi idim. O zamanlar 3. Şahıs mali mesuliyet sigortası yok idi. İlk yaptırana kadar parametreleri belirlemekte çok zorlandık. Bunları size neden yazdım. 22 yıl öncesinde bu tür tedbirleri almaları için uluslararası otel zincirleri ile çalışırken belli standartları getirmiştik.

Dünyada turizmde bu kadar ciddi bir rekabet yaşanırken bu tür olaylar ülkemiz açısından çok büyük bir handikap. Buradan TURSAB’ı göreve çağırıyorum. TURSAB’a üye olan tüm otellere standart getirerek ilaçlama hizmeti veren firmaların TURSAB onayını alması bir tedbir olabilir. Sağlık Bakanlığından onaylı ilaçlama firmalarından hizmet almak yerine merdiven altı firmalarla çalışmaması gerekmektedir.

Size biraz bu konuda hap bilgiler vermek istiyorum. Özellikle ilaçlama yapılmadan önce bizler 22 yıl önce tüm odalara hangi aktif madde ile ilaçlama yapılacağına dair bilgilendirme föyü bırakıyorduk. Onun dışında otel lobisine de bilgilendirmeler asıyorduk. Alerjisi olan müşterilerin geri dönüşü oluyordu. Herhangi bir alerjik reaksiyondan dolayı olabilecek zehirlenmeler için tüm yasal zorunlulukları yerine getirdiğimiz için riski almamış oluyorduk. Bunun dışında ilaçlama saatlerini yazıyorduk. Bebek olan odalar belirleniyordu. Ona göre oraları yapılmıyordu.

Ayrıca mutfak ve gıda bölümlerinde ise iş bitmeden kesinlikle ilaçlamaya girmiyorduk. Açıkta gıda bırakılmaması için tüm hassasiyeti gösteriyorduk. Kuru bakliyat depolarında ise tüm bakliyatların ağzının kapalı olup olmadığı kontrol ediliyordu. Sağlık bakanlığının ilaçlamada uygulayıcı sertifikasına sahip elemanların dışında eleman ile çalıştırılmaması gerekmektedir. Bir de eleman değişikliğine gidilmiyordu. Aynı eleman o otelde sezonu bitiriyordu.

Uygulama dozajları tek tek belirleniyordu. Kullanılacak ilaçlar otel yetkilisinin denetiminde açılarak kullanılıyordu. Kalan ilaç otel yetkilisine teslim ediliyordu. Böylelikle kullanılan dozajı da otel yetkilisi kontrol edebiliyordu. Bir daha ki ilaçlamada ilacı otel yetkilisinden teslim alıyorduk. İlaçlama teslim tutanağı imzalattırmadan önce son kontroller yapılıyordu.

Sadece otel içi değil, dış mekanlarında ilaçlaması yapılarak koruma altına alınıyordu. Kapı önlerine bariyer ilaçlaması yapılıyordu. Özellikle yeni nesil ilaçlar olan SC(Suspansiye Konsatre) ilaçlar kullanıyordu. Yada tehlikeli bölgelere Jel ilaçlarla uygulama yapılıyordu. O zaman Türkiye’ye ilk Jel ilaç olan Goliat Jel gelmişti. Tüpü 50 USD idi. Onu bile kullanıyorduk.

Bir anımı kısaca size yazayım. Antalya’nın çok tanınmış bir 5 yıldızlı otelinin açılışı yapılacak. Bir Fransız mimar iç mekan çalışması yapıyor. Türkiye şartlarını bilmiyor. Yatak başlıklarını hasır gibi bir malzemeden tasarlamış. Fransız mimar ile birbirimize girdik. Hasır yatak başlıklarının güve ve tahta kurdu yapacağını söyledim. Kabul etmedi. Otel genel müdürü ile beraber çözüm olarak başlıkları fumigant madde ile ilaçladık. 2 yıl kadar biraz rahat ettiler. 2. Yılın sonunda tüm yatak başlıkları söküldü ve atıldı.

Bir çok parametre var. Bu yazımı bir sohbet havasında yazdım. Bundan sonraki yazımda ilaçlamadan dolayı oluşabilecek komplikasyonları yazacağım. Daha da önemlisi çamaşır hijyeni ve kullanılan deterjanlar konusuna da değineceğim. Birkaç yazımı bunlara ayıracağım.

Özet olarak Sağlık Bakanlığı bu konuda gereken hassasiyeti gösterse de otellerde aynı hassasiyeti göstermek zorundadır. Otellerin hizmet aldıkları firmalardan istemeleri gereken bir çok belge ve sertifikaların olduğu unutmamalıdır. Ayrıca 3. Şahıs mesuliyet sigortasını da mutlaka istemeleri gerekmektedir. Sadece fiyata endekslenirlerse bu sonuçlar kaçınılmaz olur. TURSAB’ın da devreye girmesinden yanayım. Umarım bir daha bu tür olayları bir daha yaşamayız. Sevgi ve sağlıkla kalın.