Otelcilikte Markalaşma Süreci - 3

Bu yazımda otelcilikte marka olmayı istemekle birlikte buna ulaşamayan işletmelerde sıklıkla yapılan önemli hataları bilgi, gözlem ve tecrübelerime dayanarak sizlerle paylaşmak isterim. Bununla beraber marka olma yolculuğunda yapılması gerekenlere ayrıca bakmamızda yarar var.

İnsan Kaynakları, etkin yönetim ve organizasyon şeması fonksiyonlarının  ne denli kritik olduğunu önceki yazılarımda belirttim. Bu fonksiyonları önemsemeyen işletmelerin marka olma ihtimali olmadığı gibi, bir çok işletmesel ve yönetimsel probleminin tohumlarını ektiğini söylemek mümkün.

Tutarlılık marka olmada çok önemli kavramlardan birisi. Markanın söylemi ve eylemi, bir bütün şekilde tutarlı olmak durumundadır. Günümüzde işletmelerin çoğu, kendilerini olduklarından daha üstte daha iyi gösterme gayretindeler. Bu kesinlikle çok zararlı sonuçlar üreten bir yöntem. Ne iseniz o olduğunuzu açık bir şekilde ifade etmenizde yarar var. Tüketicilerin ödedikleri bedelin karşılığını tam manası ile noksansız görmek istedikleri bir ticari dünya söz konusu.

Samimi ve dürüst bir işletme kültürü yaratabilmek çok büyük bir vizyon gerektirmez. Tek yapılması gereken tüm ticari paydaşlar, kurum çalışanları ve misafirler ile samimi ve dürüst bir iletişim kurmak. Aksi halde markalaşmaya önemli bir engel daha geliyor diyebiliriz.

Ulaşılabilirlik kavramı yeni nesil markaların sıkça ele alması gereken bir kavram. Marka olma hedefleniyorsa tüm iletişim kanalları açık olmalı ve çok hızlı geri dönüşler sağlanmalı. Sadece satış aşaması ve öncesi değil, tatil başladığı andan itibaren ve hatta bittikten sonra dahi ulaşılabilir olabilen, iletişimde dinamik yapılar kurabilen işletmeler her zaman bir adım önde olacak.

Bir sonraki yazımda otelcilikte markalaşma yolundaki kritik kavramlara ve yapılan büyük hatalara mercek tutmaya devam edeceğim.