Kapadokya’nın Gizemli Dokusu

Kapadokya, sadece Türkiye’ de değil dünyada eşi benzeri olmayan, giden herkesi büyüleyen bir yer. Büyüsü, adım attığınız anda başlıyor. Bambaşka bir gezegendeymişsiniz gibi hissettiriyor.

Yıllar sonra, Ocak 2023’ de hayatımıza girecek olan, yeni bir sertifikasyon programının eğitimi için Kapadokya’ daydım.

1987 yılında otelcilik mesleğine başladığım destinasyona çok uzun yıllar sonra gidecek olmanın büyük mutluluğuyla, eskimeyen dostları görmek, hatıraları tazelemek için güzel bir şanstı.

Pazar akşamı Ürgüp’e vardık. Karşılamasından uğurlanmasına, servisinden, temizliğine müthiş bir tesis olan Utopia Cave otele yerleştik.

Buradan da sevgili Meslektaşım Cem ÇAYIRCI nezdinde tüm mesai arkadaşlarına teşekkürü bir borç bilirim.

Akşam soluğu sevgili kardeşim Özcan AKHAN’ ın Ürgüp Ocakbaşında soluğu aldık.

Arzu ettiğim ama deneyimlemeye fırsat bulamadığım balona binmek Güvercin Balonlarında kısmet oldu. 
Göreme’ye vardığımda gözlerime inanamadım. O balonların hazırlanışı, verilen emek ve mücadele inanılır gibi değildi. Yanlış hatırlamıyorsam kısa aralıkla 2. kalkış oluyor, iklim koşulları müsaade ettiği günlerde. İlk balonlar havalanmaya başladığındaki çalışan personeldeki enerjiye ve balona binmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin heyecanını burada anlatmaya gerçekten sayfalar yetmez.

Biz de balonda yerimi aldık.

Gökyüzünde manzara anlatılır gibi değil, yerde görülen Kapadokya’nın tarifi imkansız.

Güneş kıpkırmızı doğmaya başladı. Her yer rengarenk balon cümbüşü, aşağısı ise dünyanın en güzel manzaralarından birisi.

Balondaki insanların gözünden ve seslerinden ne kadar çok etkilendiklerini görebiliyorsunuz. Bu deneyimi burada kelimelerle ifade etmem çok zor, ama şunu söyleyebilirim hayatımda en güzel, en unutulmayacak deneyimlerden bir tanesiydi. Bu yüzden Güvercin Balona bir kez daha teşekkür ederim.

Aşağıya indiğimizde tabir-i caizse herkesin ağzı kulağında, yaşadıkları, gördükleri inanılmaz ve unutulmaz bir deneyimdi. Balona daha önce binmiş kişiler de ilk kez biniyor gibi heyecanlı olduklarını söylediler. Hem uçuş ekibi hem yer ekibi o kadar tecrübeli ki, yere iniş sırasında yer ekibi balonu takip ediyor ve ineceğiniz alana yetişiyor. Uçuş ekibi ile birlikte 30-35 kişinin bindiği o kocaman balon kısa bir süre çizgi haline gelmiş bir branda oluyor. Hem hazırlanış hem uçuş hem yer ekibi gerçekten insan üstü çaba sarfetiyorlar. Sertifikamızı aldık ve asıl Ürgüp’e geliş nedenimiz olan TGA – Kapadokya Üniversitesi ortaklığına hazırlanan Sürdürülebilir Turizm Sertifikası eğitimi için Mustafapaşa’ ya Kapadokya Üniversitesi yerleşkesine gittik.

Dünya Turizm Örgütü tarafından “ En İyi Turizm Köyü “ ödülü ile taçlandırılmış  Mustafapaşa müthiş bir kültürel miras. Kapadokya Üniversitesi de köyde yerleşkesi olan tek üniversite ve büyük emekler sonucunda üstelik Dünya Turizm Örgütünden böyle bir ödül almışlar.

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

Çok iyi planlamış ve hazırlanmış 2 günlük eğitim büyük bir ciddiyetle ve disiplinle yaklaşık 40 kişilik turizm profesyoneli tarafından büyük bir dikkatle takip edildi.

Yeni yılda hayatımıza girecek olan Güvenli Sürdürülebilir Turizm Sertifikası programına sektör olarak hazır olmak için 2 gün boyunca tüm katılımcılar bu eğitimden max. bilgi aldı.

Başta Dr. Mehmet BAHAR olmak üzere hem Kapadokya Üniversitesine hem de turizm profesyonellerine teşekkür ederim.

Kapadokya Üniversitesi gerçekten bölge turizmine büyük katkılar sağlarken Türk Turizmi için de çok başarılı çalışmalar yapıyorlar. Eski binaların orijinal hali korunarak çok iyi restore edilip farklı amaçlar için kullanılıyor. Öğle yemeklerini yediğimiz bina müthiş hazırlanmış hem rektörlük olarak hem yemek yeme alanı olarak planlanmış. 2 gün müthiş lezzetler ile yemeğimizi orada yedik.

Eğitim bittiğinde yürüyerek yaptığımız Mustafapaşa turu tarih dolu. Son yıllarda yaptığım en güzel turlardan birisi oldu. Tur sonrası gastronomi bölümünün yeri olan ve Cem Hoca’nın lezzetleri ve şarapları bizim için gerçekten unutulmaz tatlar / anılar olarak yerini aldı.

İki günlük eğitim bittiğinde, eğitim verenler ve eğitim alan bizler çok mutluyduk.  Çünkü ülke turizmine çok katkı sağlayacak bu önemli eğitimi büyük bir başarı ile tamamlamıştık.

Hatta biz bu eğitimi alma başarısı gösteren sektöre öncülük edecek kişilerdik.

Eğitimi tamamlar tamamlamaz dünya rekoru kıracak bir hız ile önce Ürgüp, Avanos, Hacı Bektaş, Uçhisar, Göreme turu yaptım. Birkaç saate çıkardığım bu tur benim için heyecan ve hüzün dolu idi çünkü;
İlk otelciliğe başladığım Gümüşkent Gümüş Hotel artık bir engelli ve yaşlı rehabilitasyon merkeziydi. Suyu şifalı olarak bilenen bir su kaynağı bakımsızlıktan kurumuştu.

Sonra asıl kariyer yapmaya başladığım Orsan Hotel’ e geldim, Nevşehir merkezde orası da  Jandarma Dinlenme Tesisi olmuştu.

Ege ve Akdeniz ile tanışmadan önce Kapadokya’da en son çalıştığım Perissia ve Ürgüp Boydaş otellerini ziyaret ettim. Her iki tesis çok eskimiş ve yıpranmış görünüyordu. Yine Boydaş Hotel’ e bağlı Tepe Hotel maalesef yıllardır kapalıymış.

Otuz beş yıl önce başlayan bu yolculuğun başlangıç noktalarını belki de bugün Ülkay Atmaca olmamı sağlayan o değerleri görmek beni bambaşka duygulara götürdü.

Kapadokya;
O kadar güzel şeyler öğrenmiş ve yaşamışım ki, üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen hala film şeridi gibi gözümün önünde.
En son 10-12 yıl önce birkaç günlüğüne tatile gitmiştim. O zaman bu kadar gezme ve görme şansım olmamıştı. Ama bu sefer kararlıydım, beni ben yapan tüm o yerleri mümkünse arkadaşlarımı görmek istiyordum. Bazılarıyla telefonla görüştüm.

Son akşam bugünlere gelmemde, pes ettiğim günlerde bana güç veren Özcan Akhan’a uğradım.
Ürgüp Otogarının hemen üzerindeki Ürgüp Odabaşına gittim.

Özcan ile 35 yıl önce aynı mekanda başlayan ve hala o günkü gibi devam eden samimiyet içerisinde bitmek bilmeyen anıları tazeledik ve finali yapmak üzere yine Özcan’ın işlettiği üst kattaki bara çıktık. Müthiş bir müzik şöleninden sonra vedalaşıp, otele döndüm.

Ve dönüş yolu.. Karmakarışık duygular ama unutulmaz güzel hatıralarla döndüm. Bu seyahat benim için çok farklıydı. Eğitim için gitmiştim, çünkü tesisime, Innvista’ ya bu belgeyi almak istiyordum. Gittim, çünkü bu belgeyi alıp, sektöre öncülük etmek istiyordum, gittim, çünkü doğduğum değil ama önce doyduğum sonra yol haritamın başlangıcı olan Kapadokya’yı yeniden görüp, belki de bir teşekkür etmek istiyordum. Hepsini yerine getirdim ve daha sık gitmem gerektiğine karar verdim.

Evet ilk çalıştığım otellerin şimdi vasfını yitirmesine üzüldüm ama Kapadokya turizminin geldiği noktaya bir profesyonel olarak çok sevindim.

Balon başta olmak üzere tesisler ve gastronomi uluslararası arenada yarışacak seviye gelmiş. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkürler.