Turizmde sürdürülebilirlik, çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan uzun vadeli çalışmaları kapsar. Bu yaklaşımlar sayesinde çevresel etkilerin azaltılması, doğal ve kültürel kaynakların korunması, yerel toplulukların desteklenmesi önem taşır. Sürdürülebilir turizm, doğayı ve kültürü koruyarak gelecek kuşakların da aynı kaynaklardan faydalanabilmesini hedefler. Peki hepimiz için şart olan , dünyanın her yerinde her sektörde trend olan sürdürülebilirlik kavramına neden ihtiyacımız var?
Çünkü yüksek tüketim çağında yaşıyoruz. Doğayı, doğal kaynakları, kültürümüzü dahi çok hızlı tüketiyoruz.
Her sektörde olduğu gibi turizmde de buna ihtiyacımız vardı.
Kontrolsüz turizm büyümesi, yerel kimlik ve değer kaybı gibi olumsuz etkilere yol açmaktadır. Küresel seyahat ve turizm endüstrisi küresel co2 emisyonlarının (en az ) %8 ini oluşturur.
Turizm gelişiminin olumsuz etkileri, çevresel kaynakları kademeli
olarak tahrip edebilir, çünkü kontrolsüz turizm aşağıdaki konularda büyük bir baskı oluşturur:
- Doğal kaynakların tükenmesi
- Kirlilik
- Fiziksel etkiler (turizm faaliyetleri nedeniyle ekosistemlerin bozulması.)
Ülkemiz turizm açısından çok zengin olduğu için sürdürülebilirliği en etkin uygulayabileceğimiz sektör de yine turizmdi. GSTC kriterleri bizleri bu konuda yönlendirdi. Her ülkeye , büyük -küçük her tesise uygulanabilir şekilde sektöre sürdürülebilirlik kavramını yerleştirdi. Ülkemizde de TGA verilerine göre 17.393 tesisimizde sertifikasyonu tamamlanmıştır.
Peki bunu ne kadar yapabildik?
Sürdürülebilir turizmin başlıca beklentilerinden birisi de misafir memnuniyetidir. Tesisler misafir memnuniyetinde devamlılık ve yükseliş talep eder. Bunların dışında kalan çevre etkilerini azaltmak, yerel halkın kalkınmasını desteklemek, insanları bilinçlendirmek gibi konularda gerçekten yeterli emeği verdik mi? Sanmıyorum. Neden yapamadık?
Çünkü kısa vadeli kazançları önemsedik. Çevresel zararları minimuma indirebilecek yeni teknolojileri kullanmayı tercih etmedik.
Çünkü etkin farkındalıkları yaratamadık. Personelimizi, misafirlerimizi gerçekten bilinçlendirip teşvik edemedik. Turizmciler olarak bizler de teşvik edilmedik.
Yapılan uygulamaları tek bir operasyonda bıraktık. Bunun için gerekli alt yapıları, gelecekteki etkinliğini hesaplayamadık.
Bütün bu olumsuzlukları nasıl mümkün kılabiliriz? Tabi ki biz yöneticiler sayesinde. Bizler yeni bir nesile turizm sektörünü bırakıyoruz. Onlara bu serüvenlerinde yeni yaklaşımlar kazandırabiliriz. Biz çalışanlarımızın rol modelleri olarak onlara öncelikli olarak bu kavramı aşılamalıyız yine onlara dünyayı aldığımız gibi bırakmak için.
Gelin geleceğimize birlikte sahip çıkalım.
K
Küresel seyahat ve turizm endüstrisi küresel CO2 emisyonları