Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Hurghada mı Antalya mı?

Yaklaşık 10 gün önce Mısır’ın Hurghada kentine yaptığım seyahatin ardından aklımda kalanları paylaşmak istedim. En başta şunu söylemek gerekiyor: Hurghada ile Antalya’yı kıyaslamak doğru değil. Rekabet edebildikleri tek alan fiyat. Onun dışında Antalya açık ara önde.

Hurghada’ya yaklaşık 30 yıl sonra ikinci kez gittim. 1994 yılında neredeyse bakir bir bölgeydi; bugün ise dünya turizminde bir destinasyon olarak anılıyor. Ancak bu konumunu büyük ölçüde Kızıldeniz kıyısında inşa edilen otellere ve son iki yıldır sunduğu cazip fiyatlara borçlu.

Türkiye’de son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar, Mısır turizminin de pastadan pay almasını sağladı. Uygun fiyatlar ve özellikle kış aylarındaki iklim avantajı sayesinde Hurghada, müşteri sayısında ciddi bir artış yakaladı. Fakat mesele sadece otel fiyatlarıyla sınırlı değil.

Oradaki otellerin önemli bir kısmı, Türkiye’deki tesislerle aynı kalite seviyesinde değil. Otelden dışarı çıktığınızda, bizde “hinterland” olarak adlandırılan sosyal yaşam alanlarını bulmak mümkün değil. Otellerin arka tarafı çoğunlukla çöl. Ulaşım yolları bozuk, geceleri karanlık; çevre çöp, moloz ve sık polis kontrolleriyle dolu.

Hurghada şehir merkezi ise maalesef hayal kırıklığı yaratıyor. Yıkık dökük binalar, tamamlanmamış inşaatlar, kuralsız trafik ve düzensiz bir çevre hâkim. Yapılmış güzel bir yat limanı var ama arkasındaki yapılaşma manzarayı gölgeliyor.

Hurghada Havalimanı’na indiğinizde, bana göre tatil yapılabilecek tek yer El Gouna. Sanki başka bir ülkeye geçmişsiniz gibi hissettiriyor. Temiz caddeler, kurallara uyan sürücüler, marinalar, meydanlar ve planlı yaşam alanları gerçekten etkileyici. Ancak buradaki yaşam daha kontrollü; bölgeye girişlerde kimlik kontrolü yapılıyor ve doğal olarak otel fiyatları da Hurghada’nın geneline göre daha yüksek.

Bugün fiyat avantajı nedeniyle Hurghada’ya yönelen ve kaybettiğimiz misafirleri, zamanla geri alacağımıza inanıyorum. Çünkü çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirlik konusunda henüz ciddi bir yaklaşım yok. Bu şekilde devam eden bir turizm anlayışının uzun vadede kalıcı olması zor.

Avrupalı turist, sadece otelde değil; çevresinde de rahat edebileceği, akşamları ailesiyle güvenle gezebileceği destinasyonları tercih ediyor. Bizim yapmamız gereken, onların yaptığı hataları tekrar etmemek. Çevre temizliğini, doğaya saygıyı, kültürel değerlerimizi ve sunduğumuz hizmet kalitesini her zaman ön planda tutmak ve bunu doğru şekilde anlatmak.

Türkiye turizminin yeri her zaman farklıydı. Doğru adımlar atıldığı sürece, bu fark hep korunacaktır.

 

Yayın Tarihi
19.12.2025
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla