Kurlar Yükleniyor...
articledummy
Türkay Belen'in gözünden sağlık

“Bana bir şey olmaz” demeyin

Uzun bir aradan sonra merhabalar

Bugün sizlere içinde bulunduğumuz ay ve meme kanseri farkındalığı hakkında yazmak istedim.

Ekim ayı, dünya genelinde Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak kabul ediliyor. Bu ay boyunca, milyonlarca insan pembe kurdelelerle dayanışmayı simgelerken, en çok konuşulması gereken konulardan biri olan meme kanserine dikkat çekilmeye çalışılıyor. Peki neden bu kadar önemli? Çünkü her 8 kadından biri hayatı boyunca meme kanseriyle karşı karşıya kalıyor ve erken tanı, hayat kurtarıyor. Meme kanseri, hem kadınlarda en sık görülen kanser türü hem de kansere bağlı ölümlerde başı çeken nedenlerden biri. Ancak iyi haber şu: Erken teşhisle, meme kanseri vakalarının büyük bir bölümü başarıyla tedavi edilebiliyor. Burada kilit nokta, farkındalık ve düzenli kontroller.

Ne yazık ki pek çok kadın, “Bana bir şey olmaz” düşüncesiyle kontrollerini ihmal ediyor. Oysa erken dönemde saptanan bir meme kanseri, çoğunlukla cerrahi müdahale ve tedaviyle tamamen ortadan kaldırılabiliyor. Özellikle 40 yaş üstü kadınların her yıl düzenli olarak meme ultrasonu ve genel cerrahi doktor muayenesi ile beraber iki yılda bir mamografi çektirmesi, en etkili önleyici adımlardan biri. Bunun yanında, 20 yaşından itibaren her kadının ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapması da son derece önemli. 20 ile 40 yaş arasındaki kadınlarımızda üç yılda bir meme ultrasonu ve genel cerrahi doktor muayenesi çok önemlidir. Erkek hastalarımızda meme dokusu daha az olduğu için ellerine bir lezyon veya kitle geldiği zaman zaman kaybetmeden genel cerrahi polikiğine başvurması gerekir.

Maalesef toplumda hâlâ meme sağlığı üzerine konuşmak bir tabu olabiliyor. Bu sessizlik, ne yazık ki erken tanının önündeki en büyük engellerden biri. Oysa meme kanseri, sadece bir bireyin değil, bir ailenin, bir toplumun meselesi. Bu nedenle utanmadan, çekinmeden, konuşmalıyız. Anlatmalıyız. Farkındalık ancak bu şekilde yayılabilir.

Genellikle kadın hastalığı olarak bilinse de meme kanseri, erkeklerde de görülebiliyor. Her ne kadar oran düşük olsa da (yaklaşık %1), erkekler arasında da geç teşhis nedeniyle ölüm oranı kadınlara göre daha yüksek olabiliyor. Bu da bize gösteriyor ki, bu hastalık konusunda cinsiyet farkı gözetmeden bilinçlenmek şart.

Meme kanseri teşhisi, sadece bedeni değil, ruhu da etkiliyor. Kadınlık kimliğiyle özdeşleşen memenin kaybı, özgüven sorunları yaratabiliyor. Bu noktada psikolojik destek, tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçası olmalı. Hem hasta hem de yakın çevresi, bu süreçte anlayışa, sabra ve desteğe ihtiyaç duyuyor.

Ekim ayı boyunca düzenlenen yürüyüşler, kampanyalar, seminerler sadece birer etkinlik değil; aynı zamanda yaşamı kutlamanın, mücadeleye ortak olmanın simgesi. “Pembe kurdele” basit bir sembol gibi görünse de, arkasında binlerce hikâye, umut ve mücadele barındırıyor.

Bu ay, belki de bir yakınımızı mamografi taramasına yönlendirmekle, sosyal medyada bilgilendirici bir paylaşım yapmakla ya da sadece bu yazıyı bir başkasıyla paylaşmakla fark yaratabiliriz.

 

Son Söz

 

Meme kanseriyle mücadele sadece bir ayla sınırlı olmamalı. Ancak Ekim ayı, bu mücadeleyi hatırlamak ve yeniden güçlenmek için önemli bir fırsat. Kendimiz, sevdiklerimiz ve toplumumuz için bu farkındalığı taşımalıyız. Unutmayalım: Erken teşhis hayat kurtarır. Kendimize değer verelim, ihmal etmeyelim.

Sizlerle daha sık görüşmek ve doğru bilgileri daha sık sizlere ulaştırabilmek dileğimle sağlıcakla kalın.

 

Yayın Tarihi
07.10.2025
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla