Artık yazın geldiğini tamamen hissettiğimiz bu günlerde yeniden herkese merhaba demek istiyorum.
Eski yazılarıma hızlı bir göz attığımda daha önceden
- Çağımızın en büyük pandemisi Obezite
- Obezitenin sebepleri
- Obezitenin sonuçları
- Obezite ve Meme kanseri arasındaki sıkı ilişkiden
bahsetmiştim.
Bu yazımda sizlere obeziteden kurtulma yollarından bahsedeceğim.
“Morbit obezitenin altın standart tedavisi; Obezite cerrahisidir (Bariatrik cerrahi).”
Aslında durum bu kadar net iken hala neden “Obezite” dünyanın en büyük pandemisi olarak devam ediyor. Yapılan her yeni çalışma gelecek yıllardaki obezitenin daha da artacağını gösteriyor. Bunun sebeplerini
- Beslenme Alışkanlıkları
- Fiziksel Aktivite
- Genetik Faktörler
- Metabolizma Sorunları
- Psikolojik Faktörler
- Çevresel Faktörler
- İlaçlar ve Tıbbi Durumlar
Bu başlıkların detaylarını eski yazımda yazmıştım.
Bu durumların hepsi obezitenin bir sağlık sorunu ve hastalık olduğunun kanıtıdır. Obezitenin bir hastalık olduğunu tam olarak kabul etmemekten dolayı tedavi süreci başlayamıyor ve yeterli sayıda kişi tedavi edilemiyor. “Obezite, tedavi edilebilir bir hastalıktır.”
Mesleğim gereği bir çok obez insanlarla karşılaşıyorum. Obez hastaların, obeziteyi hastalık olarak kabul etmediği gibi bazı meslektaşlarımız bile hala kabul edemiyorlar.
Morbit obez olan birçok kişininin dilinde ortak cümleler var.
- Ben aslında çok hızlı kilo veriyorum!
- Ben aslında çok az yemek yiyorum!
- Ben kendimi çok iyi hissediyorum!
Örnekler çoğaltılabilir.
Obezitenin etkileri aslında sigaranın zararları gibi. Etkileri çok geç ortaya çıkıyor. Bu yüzden obez kişilerin birçoğu tedavide geç kalabiliyor. Obez kişilerin kilo vermesindeki asıl amaç, kilo ile beraber gelen ek rahatsızlıklardan ve hastalıktan kurtulmaktır.
Eski mısırdan itibaren çeşitli obeziteden kurtulma yöntemleri denenmiş. İnsanların çenelerini bağlamışlar; Türk hamamlarında terletmişler; barsak çalışmasını hızlandıran besinler tükettirmişler. Bu yöntemlerin hiç birisi maalesef etkili olmamış. Günümüzde de medikal tedavi için onay almış ilaçlar olsa da hiçbirinde kalıcı ve etkili başarı sağlanamamıştır. Yaşadığımız bu güzel ve imkanları bol çağda obezite için en etkin yöntemi Bariatrik cerrahidir.
Bariatrik cerrahi neden bu kadar etkili?
Vücudumuzda kilo kontrolünden sorumlu 2 organımız var. Birisi Beynimizdeki açlık ve tokluk merkezinin bulunduğu Hipotalamus bölgesi, diğeri Midenin Fundus bölümüdür. Bariatrik cerrahi ile mide ye müdehale ediyoruz. Ghrelin, açlık hormonudur ve büyük çoğunlukla midede(fundus) üretilir. Daha küçük miktarlarda beyin, ince bağırsak ve pankreas tarafından da salgılanır. Ghrelin hormonu aynı zamanda vücutta yağ depolanmasını da sağlar. Bariatrik cerrahi ile mide küçültme yaparsak fundus bölümünü çıkartıyoruz, mide by pass yaparsak fundus bölümünü devre dışı bırakıyoruz.
Bariatrik cerrahi ameliyatları 1950 li yıllarda ince barsaklarda by pass ile başlamıştır. Sonrasında işin içine mide de katılmış ve mide ve ince barsak by passları yapılmıştır. Sonrasında süper süper morbit obez olan kişilerde güvenli by pass yapabilmek için sadece mideye müdehale edilmiştir. Mide küçültme ilk yapıldığında aslında bir geçiş & basamak ameliyatıyken sonuçları çok iyi olmadı üzerine birincil ameliyat statüsüne çıkmıştır. Dünya genelinde 2010 yılı itibariyle en çok yapılan bariatrik cerrahi ameliyatı Mide küçültme ( Sleeve gastrektomi = Tüp Mide = Muz ameliyatı = Kol ameliyatı ) olmuştur. Mide by pass ameliyatınlarının, mide küçültmeye üstünlüğü şeker hastalığı başta olmak üzere yandaş hastalıklardaki başarısıdır. Mide küçültme sonrası şeker hastalığından kurtulma oranı %75-80 iken bu oran mide by passında %90-95 arasındadır. Benzer durum yüksek tansiyon içinde geçerlidir.
Bir sonraki yazımda biraz daha detaylı olarak önce mide küçültme (Tüp Mide) olmak üzere tüm ameliyat çeşitlerini detaylı anlatıp faydalarını paylaşmak istiyorum.
Güzel bir Antalya yazı geçirmek dileğimle