Öncelikle tüm turizmdays yazar ve okurlarına; yeni yılın sağlık, mutluluk, huzur ve bol kazanç getirmesini dilerim.
Maalesef ki obezitenin tek seferde sayamayacağımız kadar çok olumsuz sonuçları vardır. Dişimizden – tırnağımıza kadar her organımızı olumsuz etkiliyor. Etkileri yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve insanlar özellikle gençlik yıllarında bunlara tolerasyon geliştiriyor.Bu sebep ile obeziteyi öncelikli hastalık olarak görmüyorlar. Geçen bir yazıda okumuştum; ‘’Oturmak, sigara içmekten daha tehlikelidir’’! diyordu. Aslında obezite hepsinden çok daha tehlikelidir. Obezite çağımızın pandemisidir, önlem alınamaz ise gelecek çağların en büyük Pandemisi olarak devam edecektir.
Önceki yazılarım da obezitenin sebeplerine değinmiştik. Obezite sebeplerinin bir çoğu kişisel olmakla beraber, sonuçlarına baktığımızda ise toplum olarak hepimizi etkilemektedir. Bu sebep ile obez bir bireyin ömrü boyunca ülke ekonomisine olan maliyeti giderek yükseliyor.Yapılan çalışmalarda görüldüğü üzere Türkiye; 2020 ile 2050 yılları arasında obeziteye bağlı en çok harcama yapacaklar listesinde 10. Sırada yer alıyor. Obezite nedeniyle en çok harcama yapacak ülkeler sıralamasına baktığımızda; ilk üçte ABD(644 dolar), Almanya ( 441 dolar) ve Kanada (295 dolar) yer almaktadır.
Türkiye obezite bir bireye harcayacağı yaklaşık 100 dolar (kişi başına düşen maliyet) ile 10. sırada yer almaktadır. Dünya ekonomi sıralamasına baktığımızda Türkiye;maalesef bu ülkelerin çok daha gerisinde yer almaktadır.
Obezitenin birçok olumsuz etkisi var demiştik. Bunları; psikolojik, sosyolojik, finansal ve sebep olduğu ek hastalıklar olarak ayırabiliriz.
Ek hastalıkların arasında en çok ; tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve eklem hastalıkları sayabiliriz. Ayrıca, obezite kanser riskini de arttırıyor ( bir önceki yazımızda Obezite ve Meme Kanseri ilişkisinden bahsetmiştik).
Obez bireyler bu hastalıklara yakalandıklarında; bu hastalıklar onların kişisel sıkıntısı fakat bu rahatsızlıklara bağlı komplikasyonlar ortaya çıktığında bu sıkıntılar artık kişisel olmaktan çıkıyor ve önce ailevi, sonrasında toplumsal soruna dönüşüyor.
En sık tip 2 diyabet hastalığı dedik. Diyabet hastası ilaçlarını kendisi kullanıp yaşamını tek başına devam ederken, diyabete bağlı ayaklarında yara geliştiğinde; onu hastaneye götürmek için aile bireylerine ihtiyaç duyacak. Tedavi için hastananeye yattığında ülke ekonomisi olumsuz etkilenecek.
Aynı şekilde obeziteye bağlı yüksek tansiyon hastalığı gelişen hastanın en sık görülen komplikasyonu beyin kanaması geçirmesidir. Beyin kanaması geçiren hastalar genellikle felç ile sonuçlanır ve bakım hastası olurlar. Hasta bir bireye bakmak için de en az 3 sağlıklı birey gerekmektedir.
Ayrıca özellikle eğitimli ve belli seviyeye gelmiş obez kişiler kilit noktalarda iş yaparken başlarına gelen olumsuz durumlar sebebiyle çalışamayacak olduklarında ülke ekonomisini zarara uğratıyorlar. Herkes gibi obez bireylerin de ülkeleri için faydalı olma ve ekonomiye katkı sağlama sorumlulukları var.
Kısacası obezite komorbiditesi yüksek, yaşam kalitesini ve üretimi engelleyen bir hastalık olması sebebiyle ülke ekonomisindeki sağlık harcamalarını arttırıyor
Obezite ve depresyon arasında ilişkiye baktığımızda;obez bireylerin depresyona daha yatkın olduğunu söyleyebiliriz.İlerleyen yazılarımda ‘Obezite ve Depresyon’ ilişkisine daha geniş değineceğim ama; şunları da söylemeden geçmek istemiyorum. Obez bireylerin %50 sin den fazlasında depresyon görülmekle beraber, depresyon hastalarının %50 sinde fazlasını maalesef obezite bireyler oluşturmaktadır.
Bir sonraki yazımda obeziteden kurtulmanın doğru ve güvenilir yollarından bahsedeceğim.