Kurlar Yükleniyor...
Antalya iş dünyasında maden ocağı-mermer tartışması
EKONOMİ

Antalya iş dünyasında maden ocağı-mermer tartışması

FİKRİ CİNOKUR -ANTALYA – Turizm ve tarım kenti Antalya’da, kentin özellikleri dikkate alınmadan Bakanlık tarafından maden ve mermer sahalarının işletilmesine izin verilmesi iş dünyasında tartışmalara yol açtı.

Bölge ihracatının önemli ürünlerinden olan mermer ocakları ile çeşitli maden işletmelerinin tarımsal alanlara zarar vermesi, doğa tahribatına yol açması ve görüntü kirliliği yaratması nedeniyle Dünya turizminde üçüncü sıraya yükselen Antalya’da yeni maden sahalarının işletilmesine izin verilmesine hem iş dünyası hem de doğaseverler ile yerel halk tarafından tepki gösteriliyor.

-En büyük sermayemiz doğamız

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, mermer ocaklarının tarımsal alanlara önemli ölçüde zarar verdiğini ve doğa tahribatına yol açtığını belirtti.

Antalya Ticaret Borsası olarak tarımsal ticaretin yanı sıra kentin sorunlarına, doğasına, çevresine sahip çıktıklarını ifade eden Çandır, şunları kaydetti.

‘’Antalya’nın en büyük sermayesi doğadır. Sıradan madenler için doğa tahrip ediliyor. Sıradan madenler için doğamızın tahrip edilmesine karşıyız. Maden yasasında Antalya bypass ediliyor, izinler Ankara’dan veriliyor. Olaya belki taş çıkarmak olarak bakılıyor ama yarattığı tahribat çok hesap edilmiyor. Elbette müteşebbislere karşı değiliz.”

-Plansız ocak açılması sektöre de zarar verir

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar da bir bölgesel master plan yapılarak ekonomik, çevresel etkilere göre plan dahilinde maden sahalarının işletilmesine karar verilmesi gerektiğini kaydetti. Bahar, şöyle devam etti.

‘’Bazı bölgelerde turizm ve tarım nedeniyle maden ve ocak hiç olmamalı ama elverişli bölgelerde plan ve kural dahilinde üretim olmalıdır. Bazen olmayacak işlere izin veriliyor, bazen de sektörün önünü tamamen kesen uygulamalar yapılıyor. Plansız ocak açılması hem doğayı tahrip eder hem de sektörde arz fazlası ve zarar yaratır. Kontrollü, planlı, çevreci, yüksek katma değerli üretime izin verilmelidir. Bu kadar zamandır, bu kadar önemli bir konuda bölgesel master planın olmaması yanlıştır.’’

 

-Toros dağları tehdit altında

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ise Akseki’den Kaş’a antik kentlere ev sahipliği yapan, doğal güzellikleri barındıran Toros Dağlarının mermer, kum, taş, çakıl ve kömür ocağı tehdidi altında olduğunu bildirdi. Uysal, ‘’Antalya halkı, ‘Dağlarımıza uzanan ellerinizi çekin’ diyor. Kamu yönetimi, yükselen bu çığlığa derhal kulak vermelidir” dedi.

Akseki’den Kaş’a, Akdeniz boyunca uzanan Toroslarda mermer, kum, taş, çakıl ve kömür ocağı ruhsatları nedeniyle büyük bir sıkıntının yaşandığına tanık olduğunu ifade eden Başkan Ümit Uysal, şunları kaydetti.

‘’Manavgat Burmahan, Bozyaka, Kırkkavak’ta verilen mermer ocağı ruhsatları hukuki mücadeleyle durduruldu. Ancak Korkuteli Dereköy'de kömür ocağı, Gündoğmuş Karadere’de, Akseki Sarıhacılar’da ve Kaş Kemer’de mermer ocağı ruhsatlarına karşı yöre halkının tepkisi nedeniyle firmalar çalışmaya başlayamadı. Ama Korkuteli’de, Elmalı’da, Finike’de, Kumluca’da, Serik’te, Alanya, Gazipaşa ve Gündoğmuş’ta çalışan onlarca şirket var.” 

Türkiye’nin ihracat-ithalat açığının giderilmesinde, istihdam olanaklarının arttırılmasında Antalya’nın turizm endüstrisiyle ülke ekonomisinde önemli bir yeri olduğunu dikkat çeken Ümit Uysal, şöyle devam etti.

‘’Aynı zamanda örtü altı tarımın da başkenti olan Antalya’mızın dağları, 400 antik kenti ve doğal güzellikleriyle turistik cazibe merkezi olabilecekken bugün büyük bir tehdit yaşıyor. Antalya’mız zaten turizmle Türkiye’ye çok büyük katkısını sürdürüyor. Aynı zamanda turfanda tarımın da başkenti. Antalya dağlarına ocak ruhsatı vermeyin. Coğrafya bütündür. Akseki’mizin dağlarına verdiğiniz ruhsat bizi de ilgilendirir. Çünkü coğrafi şartlardaki değişiklikler bütün çevreyi etkiliyor. Ve Antalya’mız sahipsiz değil. Kamu yönetimi, yükselen bu çığlığa derhal kulak vermelidir.”

-Maden sektörü bölgede 20 bin istihdam sağlıyor

Batı Akdeniz İhracatçı Birliği (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu da madencilerin, ‘doğa düşmanı’ olarak görülmesini, tanıtılmak istenmesini kötü örneklerden yola çıkarak, sektör temsilcilerinin acımasızca eleştirilmesi doğru bulmadıklarını açıkladı. Çavuşoğlu, şöyle devam etti.

‘’Madencilik faaliyetlerinin koruma ve kullanma dengesi içerisinde gerçekleşmesi, sürdürülebilir çevre ve ekonomik gelişim açısından ülkemizin faydasına olacaktır. Sektöre kökten karşı olmanın gerçekle bağdaşmadığı gibi tarım alanlarının ve turizm değerlerinin kıyısında faaliyetler de makul sayılamayacaktır. Maden sektörü Bölgemizde 20 bin kişinin direk istihdamını sağlamaktadır ve ekonomimize yıllık 500 milyon dolarlık ihracat geliri sağlamaktadır. Maden ocakları ülkemizde 7 Bakanlık ve 17 farklı kurumdan onay alıp, kamu yararı varsa faaliyetlerine başlayabilmektedir. Faaliyetleri sona eren maden ocaklarının rehabilitesi, yani doğal haline dönüştürülmesi yasal zorunluluktur. Yılda en az 4 kez denetlenen maden işletmelerinde çevreye zarar verecek hiçbir unsur kabul edilmemektedir. Ülkemiz ormanlarının binde 4’lik kısmında madencilik faaliyeti yapılmaktadır. Tarım ülkesi Hollanda’nın, turizm ülkesi İtalya’nın dünyanın önde gelen madencilerinden olduğunu unutmamak gerekir. Madenciliğin ülke ekonomisine katkısı ortadayken, sektörünün sürekli saldırılara uğraması tutarlı değildir.’’

 

Yayın Tarihi
02.01.2023
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla