Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Herşey dahil mi – Yarım Pansiyon mu daha mutlu eder?

Herşey dahil 6 gün olsun – ama isterse 66 gün olsun, bir şey değişmez!

Yıllardır herşey dahil konseptine alternatif arıyoruz, bunu “6gün herşey dahil + 1gün yarım pansiyon” deneyelim demek kolay. Ama bence uygulanabilir değil maalesef. Üstelik bu tatil biçimini sevenlerin alışkanlıklarını değiştirmek, yeni alışkanlıklara yer vermekten çok daha zor, hatta imkansız. Bu konsepti ve avantajlarını seven, ona inanan niye vazgeçsin? Hiçbir neden göremiyorum.

Peki haklı bir arayış, bir çıkış yolu olan “yarım pansiyon gelsin” diyenlere nasıl bir yol göstermeliyiz? Belki farklı bir yoldan giderek, doğru noktaya gelebiliriz.
Yapılması gereken halen yarım pansiyon (YP) tatilciyi ağırlamaya başaran ve bu profili mutlu eden destinasyonları incelemek, onların sattığı ülke ve mecralarda tekrar reklam yapmak, böylece fiyat rekabetinde başarılı olmaktır bu işin çözümü.
Dünya’da sadece tek tip insan varmış gibi davranmak yanlış değil midir? Niye bu gelenleri değiştirmeye çalışıyoruz ki…onlar memnun ve aldıklarından mutlu zaten. Gelsinler, devam etsinler, bu tercih meselesi. Biz farklı profillere, nasıl ulaşırız, onları nasıl kazanırız diye düşünmemiz gerekmez mi? Arz olmayan yerde, talep nasıl oluşur? Bu mümkün mü..elbette değil.

Nasıl herkes aynı markadan giyinmiyorsa, aynı arabaya binmiyorsa, elbette aynı tatili de tercih etmek zorunda değil kimse.
Ama istediğini Türkiye’de bulamıyorsa, o zaman başka yerlerde arayacak ve bulacaktır. Zaten öyle de oluyor! İster sadece yatak, ister sadece Oda-Kahvaltı, ister yarım pansiyon, ister tam pansiyon olsun, tüm konaklama tiplerinin Dünyamızda arayanı ve seveni var, her zaman da olmaya devam edecektir. Biz bu işi sevdiğimizden değil, hızlıca eriyen otel kârlılığımızı, tekrar daha da artırmak için, güzel bir yol diye benimsedik. Sonra da herkes bu yolu, tek yönlü yol olarak gördü ve dönüş olmadı.

Burada en önemli noktalardan birisi, “Rekabet edebilir fiyatlar”. Rekabet edebilir fiyatları sunarsa bir destinasyon ve satın alma yapan turoperatör temsilcileri de bu yeni ürünü mantıklı ve rekabet edebilir bulursa eğer, o zaman ilk adımı atmış oluruz.
Yoksa çocuk şansız doğar…ve Nasrettin Hoca gibi sadece gölü mayalamış oluruz, ama yoğurt yemek nasip olmaz.
Değişim kim tarafından başlar, başlayabilir? Herşey dahilden umduğunu bulamayan, amansız fiyat ve aksiyon rekabetinde yolda kalan (biraz sert oldu ama, kimse üzerine alınmasın lütfen) veya bu tarz satış ve hizmet biçimini sevmeyen otelcilerle başlar değişim. Her zaman bir ürünün üreticisi olmak zorunda. Bu işin doğasında var, birileri üretecek birileri satacak, tüketiciler de alacak. “Yarım Pansiyon (YP)” veya “Tam Pansiyon (TP)” tatilin de bir üreticisi bir savunucusu, bir sunucusu olmak zorunda. Olmazsa bu iş, bu değişim, bu ticaret olmaz. Sonuçta tatil ticari bir ürün, mutlu eden bir ürün. En iyi ihtimalde tüketiciye alışkanlık olarak, her yıl tüketime tetikleyen bir ürün.
Demek ki her ürünün bir alıcısı da varsa, niye tekrar “yarım pansiyon tatili” bir ürün olarak üretilmesin.

Üstelik gerçekten de azalan, hatta “yarım pansiyon tatil paketlerinde” ülkemizde kalmayan rekabet açısından çok da güzel ve rekabetsiz yeni bir ürün olur. Yeter ki arayan, sevenlerine ulaşsın veya tur operatörleri tarafından ulaştırılsın. Bence ikna edilmesi gereken Tüketici değil, otelci ve en önemlisi yabancı tur operatörleri ve acenteler. Side’de halen başarılı bir şekilde Yarım Pansiyon uygulayan tesisler, az da olsa, var. Demek ki oluyormuş ve bunun da halen misafirler tarafından kabul görmesi mümkünmüş. Üstelik Almanya’nın en büyük operatörleri de bu tesisi rahat rahat, hatta ciddi ön ödemeler bile ödeyerek, satmayı başarıyorlar.

Ama işin püf noktası, operatörler Türkiye’yi ve bilhassa Antalya’yı bu konuda uzmanlaşmış olarak sunmak (“kullanmak” demek hoş olmaz şimdi!) istiyorlar, çünkü başka yerde böyle…böyle misafir- perver otelciler ve bir destinasyon yok! Biz de kendimizi en başarılı ve en en en süper diye görüyoruz, haklı olarak biraz gurur duyuyoruz. Ama maalesef eninde sonunda, hepimiz ne kadar memnun ve mutlu olsak da, sistemin gittikçe zorlukları ve bedelleri artıkça sorunların da ortaya çıktığını görüyoruz. Bazıları kârlılık azılıyor, bazıları rekabet zorlaşıyor, bazılarımız da personel bulamıyoruz v. b. diyoruz. Demek ki bardağın yarısı dolu, yarısı boş; ama içimiz daha da dolu gibi geliyor bana.

Acı gerçeklerden dönelim yine Recep kardeşimizin umut “her şey dahil dışında” projesine.
Evet, başarılı bir şeyi değiştirmeye gerek yok, daha başarılı başka bir şey icaat etmek için. Yapmamız gereken sadece avantajlarını ve kârlılığını ispatlamak, ne kadar yavaş yavaş büyüse de bu yeni Pazar, sinerjide mutlaka hacim büyüyecek ve hasretle beklediğimiz yeni – aslında eski – misafir profilleri de geriye gelecektir. Çünkü zaten bu YarımPansiyon misafirleri önceki yıllardan bu ülkeyi biliyorlardı, geliyorlardı, ama ülke’nin sunumu ve misafir profili değişince, onlar da başka ülkelere tercihlerini kullandı ve istediği tatili orada yaptılar. Üstelik coğrafi başka nedenler de var tabi ki, seçimi onlara değiştirten, ama siyaset bizim işimiz değil.

Her bölgede 15-20 adet Yarım Pansiyon hizmet vermek isteyen otelci olursa, bu bir başlangıç olur. Tabi ki burada rekabet az ama rekabeti belirleyen unsur aslında burada kalite. Yarım pansiyonun da kendine göre bir kalitesi var. Yani kaliteli hizmet vermek zorunda bu öncü ve cesur tesisler. Ama gözümüzün korkmasına da gerek yok, her kalitenin bir fiyatı vardır. En pahalı her zaman en kalitelisi olmak zorunda değildir. 3-4-5 Yıldızlı kaliteli tesisler de var, böylece yine herkes bütçesine göre ürün bulacak. Önemli olan vaat ettiğimizi tutuyor muyuz, o zaman o zaten fiyatına göre kalitelidir. Kalite kavramını, Lüks kavramıyla çok kolay karıştırıyoruz, buna gerek yoktur. Lüksü arayan zaten nerede bulacağını biliyordur, o da başka bir konumuz olur inşallah.

 

Sonuç itibariyle, yarım pansiyon geriye döner mi? Döner! Sadece cesur öncüler, üreticiler, satıcılar ve istekli otelcilere geresinim var. Yeni yılımız bol cesur ve vizyoner insanlarla dolu olsun inşallah,

Kalın sağlıcakla, A. Gürses.

 

Yayın Tarihi
14.12.2022
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Harika bir makale, devamını bekliyoruz.

Denizhan Kuşkaya 14.12.2022

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla