Kurlar Yükleniyor...
Hediye Çete: “Turizmde Misafirperverlik Kitapla Öğrenilmez, Yaşanır”
TURİZM

Hediye Çete: “Turizmde Misafirperverlik Kitapla Öğrenilmez, Yaşanır”

Simetri İnşaat Yapı Reklam A.Ş. Tourism CEO’su ve Turizmdays.com yazarı Hediye Çete, Türkiye’nin tüm zorluklara rağmen hâlâ dünyanın en özel ülkelerinden biri olduğunu belirterek, “Ben hesaplı konfor yerine paylaşılmış bir hayatın sıcaklığını seçiyorum. Turizmde Misafirperverlik Kitapla Öğrenilmez, Yaşanır” dedi.

 

Türkiye’nin gündemi çoğu zaman ağır; ekonomik dalgalanmalar, adaletsizlik tartışmaları ve yüksek hayat pahalılığı her gün konuşuluyor. Ancak Hediye Çete, bu tabloya farklı bir açıdan bakarak, “Bütün bunlar gerçek ama bu ülke sadece sorunlardan ibaret değil — olamaz da. Türkiye güzelliği, vicdanı ve sıcaklığıyla hâlâ dünyanın en özel ülkelerinden biridir’’ dedi.

“Akdeniz’in Sıcaklığı Beni Burada Tuttu”

Hollanda’da doğup büyüyen ve eğitimini orada tamamlayan Hediye Çete, 1989 yılında staj için geldiği Alanya’da güneşin, denizin ve insanların sıcaklığından etkilenerek Türkiye’ye yerleşmeye karar verdiğini dile getirerek, “1989’da Alanya’ya ilk gelişimde ‘Burada yaşamalıyım’ dedim. 1992’de kesin dönüş yaptım. Evlendim, iki oğlum oldu ve Antalya’da hayatımı kurdum. Bugün geriye dönüp baktığımda içtenlikle ‘İyi ki’ diyorum” diye konuştu.

 

“Turizmde Misafirperverlik Kitapla Öğrenilmez, Yaşanır”

Turizmin kendisine en önemli derslerinden birinin “gerçek misafirperverlik” olduğunu belirten Çete, Türkiye’nin farkını şu sözlerle anlattı:

“İyi bir tatil yalnızca oda konforu değildir; karşılanma anındaki samimiyettir, garsonun göz temasıdır, resepsiyondaki gülümsemedir, mutfaktaki yerel ürünün tazeliğidir. Bu topraklarda ‘müşteri’ değil, ‘misafir’ ağırlanır.

Bu ruh sadece turizmde değil, gündelik yaşamda da kendini gösteriyor. Komşunun kapına sıcak yemek bırakması, bayram sabahlarının coşkusu, sahilde birlikte gökyüzüne bakabilmek. Beni Türkiye’de tutan şey işte bu.’’

 

“Sorumluluk Olmadan Bağ Kuramazsın”

Türkiye’nin zorluklarını görmezden gelmediğini belirten Çete, sürdürülebilir turizm, yerel ekonomiyle adil paylaşım, su kaynaklarının akıllı kullanımı ve mevsimselliği dengeleyen ürün çeşitliliği gibi konuların artık trend değil, zorunluluk olduğunun altını çizerek, ‘’Sevdiğin yere sorumluluk duymadan bağlanamazsın. Biz turizmciler için bu başlıklar artık birer görev” şeklinde konuştu.

“Benim Kalbim Akdeniz’in Tuzlu Rüzgârında Kaldı”

“İmkânın varken neden burada kalıyorsun?” diyenlere de yanıt veren Hediye Çete, Türkiye’ye olan bağlılığının sadece akılla açıklanamayacağına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Burası sadece bir ülke değil; anılarım, gençliğim, dostluklarım, emeğim burada. Mutluluğu sadece maddi göstergelerle ölçemeyiz. İnsan bazen mantığın değil, kalbin çağrısına uyar. Benim kalbim, Akdeniz’in tuzlu rüzgârında, portakal çiçeğinin kokusunda, sabah güneşinin denize düşen ilk çizgisinde kaldı.

“Turizmin Dili Umuttur”

Turizmin özü umuttur. Her yeni sezon gibi, biz de her yeni günde daha iyi bir hizmet, daha temiz bir çevre, daha adil bir paylaşım için yeniden deneriz.

Evet, eksiklerimiz var. Ama ben ‘hesaplı konfor’ yerine ‘paylaşılmış bir hayatın sıcaklığını’ seçiyorum. Ve o sıcaklığı, bu topraklarda buluyorum.”

Yayın Tarihi
06.10.2025
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla