Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Hayat Doğanın Sunduğu Zenginliklere Karışınca Güzeldir

Beslenme alışkanlıklarımızın gezegenimizin geleceğini belirlediğini, iklim krizinin başlıca nedenlerinden olan sera gazının , beslenme alışkanlıklarımızla olduğunu söylüyor.Beslenme alışkanlığımızı değiştirmediğimiz sürece etkili bir iklim koruma siyaseti tutturmak mümkün değil bugünün dünyasında. Bugünkü beslenme alışkanlıklarımız tarım alanının neredeyse tamamını gıda üretimine ayırmamızı zorunlu kılıyor. Dünya genelinde yaşanabilir alanların yaklaşık 3/1 inde tarımsal faaliyet yürütülürken,bu durum biyololojik çeşitlilik kaybının yüzde 70’ ine ve ormanlarımızın yok olmasının ise yüzde 80’ine neden oluyor maalesef. 

Birleşmiş milletler çevre programı (unep) da yayınladığı bir raporda et üretiminin iklim değişikliğine büyük bir katkı da bulunduğunun bilinmesine rağmen dünya çapında et talebinin artmaya devam ettiğine dikkat çekmişti. 2020 verilerine göre sadece bir hamburger üretmek için harcanan su miktarı 2,250 litre. 

Gıda ve tarım örgütü’yse (fao) 2050 ye kadar küresel et tüketiminde yüzde 76 oranında bir artış olacağını söylüyor ve et üretiminin su kaynaklarının tüketilmesi ve kirlenmesinde büyük etkisi olduğunu vurguluyor.Bir yandan kontrolsüz hayvancılık faaliyetleriyle doğanın dengesini bozarken bir yandan da evcil ve doğadaki hayvanlara huzur vermiyoruz.Dünya nüfusunun yarısının aç dolaştığı,iyi beslenebilmenin çoğu yerde lüks olduğu bir ortamda gastronomiyi sürdürülebilir kılmaya çalışmak elitist bir yaklaşım olarak görülebilir ama durum hiçde öyle değil.Çünkü konu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor.İsrafı azaltmak ve doğa anayı yormamak. 

küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en büyük etkilerinden biri de kuraklık.2050 yılına geldiğimizde büyük su sıkıntısı ile karşı karşıya kalacağımız kesin.Bu,şu anda Somali,Etiyopya gibi ülkelerde gördüğümüz durum demek.Bunların sonuçları çok ağır olacak.Artık her sene Türkiye’de 100 yılda  bir görülen afetler yaşıyoruz.Kuraklık her geçen gün artıyor.Bu,direkt olarak tarımı etkiliyor.Eskiden her tarafta yetiştirilebilen ürünlerin artık yetiştirilmesi zorlaşıyor.Bitkilerin de hayvanlar gibi soyları tükenmeye başlıyor.Ayrıca küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden biri kabul edilen sera gazının,beslenme alışkanlıklarıyla ilgili olduğu belirtiliyor.Doğaya karışarak toprakta ve su varlıklarında da kimyasal kirliliğe neden olan pestisitlerin (pestisitler tarımsal üretimde kullanılan toksik etkili kimyasal maddeler…)  gıda ürünlerine bulaşması olasılığı yüksek boyutlarda gerçekleşiyor.Pestisitler insanlarda kısırlık,üreme sağlığı bozukluları,hormonol sistemde ve sinir sisteminde bozulmalar ve kanser gibi sorunlara yol açıyor. 

Pestisitler,başta uçucu böcek türleri,eklembacaklılar ve kuşlar olmak üzere çok sayıda canlı türünün yok olmasına neden olan en önemli etkenlerden biri.Dünya genelinde toplanan bal örneklerinin dörtte üçü pestisit kalıntısı içeriyor.Bu sonuç pestisitlerin geniş bir coğrafi alana dağıldıkları anlamına geliyor.Bazı pestisitler toprakta ve sularda,aylar hatta yıllar boyunca zehirli etkisini yitirmeden kalıyor.İnsanların yaşadığı her yerde görmeye alıştığımız serçeler başta omak üzere çok sayıda kuş türünün nüfusundaki hızlı azalmanın nedeni olarak da pestisitler gösteriliyor. Yokluğu ise tohumlarını kuşlar vasıtasıyla tabiata yayan ağaç türlerinin ve o ağaç türleri üzerinde yaşayan sayısız canlının da yok olması demek.Pestisite dayalı endüstriyel gıda sistemlerinden uzaklaşmak için tarım politikalarıyla,ticaret sistemleriyle ve ayrıca şirketlerin kamu politikaları üzerindeki etkileriyle mücadele edilmesi gerekiyor. Sınırsız büyümeyi hedeflemedikçe ekolojik hayat çok ekonomik.Uzun dönem hastalıkların tedavi masraflarını ve çevre temizlik masraflarını da işin içine koyarsak ekolojik yaşam sudan ucuz.Hepimiz hayatta kalmak için yemek yemek zorundayız ama bunun ötesinde,yemek yemenin herkes için farklı anlamları var.Bazı kişiler için yemek büyük bir zevk kaynağıdır,bazıları sadece karın doyurmak için,bazıları ise ilaç niyetine yemek yerler. 

Çiftçi olmadan yemek,yemek olmadan gelecek yok kavramını samimi olarak benimsemeliyiz toplum olarak.Toprağımıza,denizimize,dağlarımıza ve hayvanlarımıza  saygı gösteren üreticileri desteklemeliyiz.Yemek insanoğlunun yaşamak için mecbur olduğu ama hiçbir zaman benzerliğiyle yetinmediği bir ihtiyaç. 

 

Yayın Tarihi
09.08.2023
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla