Festival Turizmi

Turizm sektöründe ekonomik büyümenin olması; yani gelirin artması, ziyaretçi sayısının artması turizm geliri ve hedefi olan her ülkenin, her destinasyonun vazgeçilmez ana amacıdır.

Turizm geliri ve hedefi olan ülkeler, ülkelerine veya destinasyonlarına daha fazla ziyaretçi çekebilmek için kıyasıya bir rekabet içinde çalışırlar, yarışırlar. Amaçları var olan gelir kaynaklarına yeni yeni gelir kaynakları oluşturmaktır.

Oldukça zor bir iş, zor bir organizasyon.

Bir çırpıda sayacağımız; spor, sağlık, kongre, düğün, film-dizi, festival turizm kanalları da yeni gelir kaynaklarının önemli saç ayaklarını oluşturmaktadır. Ülkemizin de kafa yorduğu, iyi şeyler yapmak istediği ve atakta olduğu alanlar olarak da sıralayabiliriz. 

Ancak, kolayca birdenbire olacak işler değil. Üzerinde çalışmak, yıllarca devam ettirebilmek, sürdürmek ve sürdürülebilir duruma getirmek lazım.

Halen “Ya olsun bizim denizimiz, kumumuz, güneşimiz var. Tesislerimizde yeni ve misafir memnuniyetini de en üst seviyede sağlıyoruz. Bize yeter. Evelallah biz yaparız…” duyuyoruz.

Bunları söylerken elin oğlu boş durmuyor.

Destinasyonlarının farkındalığını arttırıyor. Yeni alt yapı ve hizmetlerini oluşturuyor. Mevcutların geliştirilmesine katkı sağlıyor. Destinasyon imajını iyileştiriyor. Tekrar ziyaretlerin gerçekleşebilmesini sağlamaya çalışıyor. Olabildiğince turizm sezonunu uzatmaya, turistik taleplerin farklı bölgelere dağılmasını sağlıyor. ÇALIŞIYOR, ÇALIŞIYOR, ÇALIŞIYOR...

Tümünü uyum, iş birliği ve disiplinli organizasyon içerisinde yürütüyor.

Turizm Bakanı’mız Mehmet Ersoy’un sektör bilgisi ve fikri sonucu oluşturulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) planlı ve stratejik kararları sayesinde bizde güzel işler yapmaya başladık. Farklı rekabet yaklaşımları gösteren bir turizm ülkesi olmak için olanca ağırlığımızı ortaya koyuyoruz. Hedefleri sürekli yukarı yönlü güncelliyoruz.

Bütün bu olumlu gelişmeler yaşanırken öte yandan medeniyetimizde ve kültürümüzde var olan festivalleri yasaklamak gibi anlaşılması zor kararları görmeye başladık.

Konunun anlaşılması için tanımı yazma gereği duydum;

“Festivaller, bir bölgede belirli periyodlarda toplumun kendine has bir değerini kutlamak veya bir olay ve kişiyi anmak amacıyla yürüttükleri kültürel, sanatsal ve sosyal içerikli etkinliklerdir. Bir değeri veya geleneği anmak amacıyla düzenlenen festivallerin zamanla bu geleneği yaşatmak amacına da hizmet ettiği görülür.” diyor koca koca kitaplar.

Festivallerin, yerel ekonomiye katkı sağlaması, iş fırsatları oluşturması, ev sahibi destinasyona/kente pozitif imaj sağlaması, markalaşması, cazibe noktası haline getirmesi, farklı kültürleri keşfetme, topluluk gururu, topluluğun yaşam kalitesini arttırma, yerel halkın aidiyet duygusunun artması, yerel kültüre olan bağlılığının artması, bir gruba ait olma güdüsünü gerçekleştirme, turist-yerel halk iletişiminin artırılması ve güzel zaman geçirme açısından katkıları yüksektir.

Bizde ki festival bilgilerine de baktım. Umarım günceldir!

Türkiye’de düzenlenen festivallerin temalarına göre dağılımına baktığımız bir çalışmada, kültür temalı 508, Sanat temalı 284, yiyecek içecek temalı 205 ve spor temalı 127 festival varmış. Toplamda 1254 adet festivalin varlığından bahsediliyor.

Rakamlar bu ise, yasaklama yerine üzerinde çokça çalışmamız gereken konuları ele almak lazım.

“Festivallerimizin net sayısı ne kadardır?”

“Festivallerimizin içerikleri /temaları ne düzeydedir?”

“Türkiye’de düzenlenen festivallerin bölgelere göre dağılımı ne düzeydedir?”

“Türkiye’de düzenlenen festivallerin aylara göre yoğunlaşma durumu nasıldır?”

“Yurt içi ve yurt dışı ziyaretçilerinin ilgisi nasıldır?”

gibi sorular ve çalışmalar bizi beklemektedir.