Tavit Köletavitoğlu: ''Almanya Türkiye’nin neyini kıskanıyor?''

Atlas Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu, ''Almanya Türkiye’nin neyini  ?'' diye sordu.
AKTOB tarafından düzenlene Resort Kongresinde düzenlenenmederatörüğünü AKTOB Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Alkaya'nın yaptığı “Turizmde yeni teşvik anlayışı ne olmalı?” başlıklı panele Atlas Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu, 
“Turizmde yeni teşvik anlayışı ne olmalı?” başlıklı panele katılan Tavit Köletavitoğlu ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin katıldı. 
Turizmin yasal alt yapısı oluşturmalı 
Panelde konuan Oya Narin,turizmdeki yatırımların azaldığının istatistiklere yansıdığına dikkat çekerek, şunları söyledi: 

''Biz bu düşüşü fark ettik. Sektör her ne kadar cari açığa destek olsa da, yeni modellerin hayata geçirilmesi gerektiğini, mevcut envanterin daha fazla katkı sağlaması ve turist başına gelirin artırılması gerektiğini belirttik. 
Olmayan konaklama sektörü yasamızın çıkması, konaklama sektörünün oda mantığıyla çalışması önemli. Bunu odalarımızda, ihracatçı meclislerimizde görüyoruz.
İhracat gelirinin 14 milyar doları geri ihracatçıya veriliyor. Turizm sektörü ise bu destekten yararlanamıyor.  Biz yatırımcı olarak başladığımız dönemde hep yatırım teşviklerini konuştuk. Tur operatörlerine ve uçak şirketlerine verilen desteklerden bahsettik. Ama cari açığı kapatmaya  bu kadar ihtiyaç varken turizmin yasal alt yapısını oluşturmamız çok önemli. Bunun da ötesinde, 30 yılık geçmişi olan 1 milyon yatağın, her yıl 100 bin yatak dönüştürülecek şekilde teşvik verilemesi gerekiyor. İki farklı yatırım teşvik sisteminin tek teşvike (modernizasyon ve komple yeni yatırım) dönüşmesi gerekiyor. Tesislerin yüzde 20’sinin rezidansa dönüştürülmesine izin verilmesi gerekiyor. Öte yandan, imalatçı ihracatçılara verilen desteklerin tamamının turizmcilere de verilmesi gerekiyor. ''

Konaklama sektörüne dönüşüme gitmek gerekliyor. 

Atlas Danışmanlık Yönetim Kuurlu Başkanı Tavit Köletavitoğlu ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:
''Teşvik esas itibariyle toplıumsal maliyeti olan bir şeydir. Devletin eşit dağıtması gereken kaynakları eşit olmadan dağıtması gereken şekidle yapılmalı. Bunu yaparsanız o sektörden beklentileriniz var demektir.
Turizm başladığında Türkiye’nin yatak kapasitesi çok düşüktü. Türkiye’nin yatak kapasitesi Rodos’un yatak kapasitesinden azdı. Buna karşın Türkiye’nin turizm potansiyelini olduğunu herkes biliyordu.
Özal üç sektörü öncelikli ilan etti.  Bunlardan biri turizm, diğeri de turizm ve inşaat idi. O dönem turizme verilen teşvikler yeterli teşlvikler değildi. Buna rağmen hiç olmayan bir sekltörün yaratılması koonsunda hükümetler sadece yatırım desteği değil, muafiyetler de sağladılar. 
Peki dünyada durum nasıldı? TUI’nin başkanlarından biri beni bir yere götürdü. TUI’nin tarihini anlatan şeyler vardı. Bunlardan biri bir doktor reçetesiydi. Reçetede güneş tavsiye ediliyordu. Dünyada güneşe ihtiyaç duyan bir potasiyel hunu bir eğlence olmanın yanında aynı zamanda bir sağlık aracı olarak görüyordu. 
Türkiye Akdeniz çanağında sıradan ama turizm alanında çok yüksek potansiyelli bir ülkedir. Almanya bizi kıskanıyor deniyor ya. İşte Almanya’nın bizi kıskandığı yer tam da turizm potansiyelimizdir.
Turizm sektörünü otomatik refleksler kazandırmamız lazım. Biz bunu yapmak yerine kriz anında ricacı oluyor, heyetler halinde Ankara’ya gidiyoruz. Biz son 10-15 yıldır iyi eğitimli bürokrat yetiştiremiyoruz.''