Turizmde yeni destinasyon yaratan Suudi Arabistan ve Mısır, Türkiye’nin rakibi olabilir mi?

FİKRİ CİNOKUR- Turizmdays.com – Dünya turizminde en fazla ziyaret edilen ilk 10 ülke arasında yer alan Türkiye’nin turizm pazarında Ortadoğu ve Arap ülkeleri rakip olacak. Bazı sektör temsilcileri turizmde değişim yaratılmaması halinde önümüzdeki 5-10 yıl içinde Türkiye’nin ana pazarları kaybedebileceğini öne sürerken, bazıları da Türkiye’nin rakipsiz olduğunu belirtiyor.

TÜRSAB Başkan Başdanışmanı ve Passo Tour şirketi sahibi Hamit Kuk, EKONOMİ Gazetesi muhabirine, önlem alınmaması ve değişim yapılmaması halinde uzun dönemde turizm sektöründeki tehlikeye dikkat çekti.

Dünya Turizm Örgütü’nün bölgesel ya da küresel bir kriz olmadığı sürece turizm sektörünün her yıl büyümeye devam edeceğini öngördüğünü ve bu doğrultuda raporlar yayınladığını anımsatan Kuk, Türkiye’nin turizmde büyümesinde ‘sürpriz’ bir gelişimin olmadığını söyledi.

Türk turizminin her geçen yıl daha da büyüdüğünü ve Dünyada en fazla ziyaret ülkeler sıralamasında ilk sıralarda geldiğini ifade eden Kuk, şunları kaydetti.

‘’Turizmde bir miktar daha büyüyoruz. Ülke olarak dünya turizm pazarındaki büyümeden payı alıyoruz. Ama biz her şeyi sayısal artışla ölçersek ve sadece buraya odaklanırsak yanılabiliriz. Büyümedeki payımızı rakiplerle de kıyaslamalıyız. Çünkü rakiplerinizle aranızdaki puan farkları sizi şampiyon yapıyor. Haliyle büyümeden aldığımız payların rakip ülkelerin paylarıyla kıyaslamamız gerekiyor. ‘Rekorlar kırdık” dediğimiz büyüme yüzde 8’lerde seyrederken rakiplerimizin büyümeden aldığı pay yüzde 10-12’lerde ise orada rekordan söz edilebilecek bir başarıdan bahsetmemiz mümkün değildir.’’

Turist sayısında sürekli ‘rekorlar kırıyoruz’ diye algı oluşturulduğunu ifade eden Hamit Kuk, bu algı nedeniyle turizm sektöre iyilik yapılmadığını belirten Kuk, ‘’Böyle bir algı ve böbürlenme nedeniyle turizm sektörünün geleceğini planlamayı ıskalıyoruz. Sektör olarak yaşadığımız çok ciddi sorunlar var, bu tür söylemler bu sorunların görmezden gelinmesine yol açıyor’’ dedi.

-Turizmde yeni rakipler

Dünya pazarlarında yeni yeni destinasyoların yaratıldığını ve Türkiye’nin rakiplerinin arttığına dikkat çeken Kuk, sözlerini şöyle sürdürdü.

‘’Artık yeni destinasyon ve yeni rakipler oyuna dahil oldu. Türkiye’nin turizm başarısında yarattığı değerler, gelişen rekabette bizim için bir avantaj değil artık. Suudi Arabistan’da milyarlarca dolar harcanarak yeni bir turizm bölgesi inşa ediliyor. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ile anlaşarak Akdeniz kıyısında yaklaşık 22 milyar dolar yatırımla yeni bir turizm bölgesi kuruyor. Bütün bunlar özellikle lüks segmente Türkiye’nin yeni rakipleri olacak. Her yıl yeni turizm ülkeleri ve yeni destinasyonlar rakip olarak Türkiye’nin karşısına çıkıyor.’’

-Turizmde değişim gerekli

Türkiye’nin gelecekte turizm pazarlarını kaybetmemesi ve yeni pazarlar yaratması için satış ve pazarlama stratejilerini değiştirmesi gerektiğini ifade eden Hamit Kuk, şunları kaydetti.

‘’Haliyle Türkiye olarak satış ve pazarlama stratejilerimizi acil bir şekilde gözden geçirip bazı şeyleri değiştirmek zorundayız. Yoksa bu acımazsız rekabette gerilere düşeceğiz. Artık zamanı geldi, Türk turizm sektörü olarak sahip olduğumuz pazarları kaybetmemek için köklü bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. Hiç vakit kaybetmeden buna odaklanmalıyız. Unutmayalım ki bir kere müşteriyi kaybettin mi o müşteriyi tekrar geri kazanmak çok zor ve pahalıya mal oluyor.’’

-Türkiye’nin rekabeti çok güçlü

Ela Exellence Resort Belek Turizm Ceo’su Korhan Alşan da, turizmde dünya rekabetinde şiddetinin arttığını söyledi. Mevcut ülkelerin turizm pazarındaki ekonomik büyüklüklerini artırma peşinde olduğunu ifade eden Alşan, ‘’Türkiye’nin rekabetteki pozisyonu çok güçlü. Fiyat kalite dengesi, uçuş mesafesi, tarihsel ve kültürel avantajları ile Türkiye’nin zengin ve genç ürün gamı rekabette büyük avantaj sağlamaktadır’’ dedi.

14. öncü turizm ülkelerinin turizmde doyuma fazlası ile ulaştığını vurgulayan Alşan, şöyle devam etti. ‘’Orta doğu bölgesindeki yeni etkileyici turizm destinasyonu oluşturma geliştirme çalışmaları rekabet analizi açısından muhakkak önemli. Ancak yapılan ve geliştirilen ürünler her ne olursa olsun yoğunlukla suni bileşenlerden oluşuyor. İklim ve sezon olarak da Türkiye’nin yüksek sezonu ile senkronize olmayan bir yapı mevcut. Ancak her ne olursa olsun bu yeni destinasyonlardaki gelişmeler dikkatle irdelenmeli. Genelde geliştirilen bu destinasyonlarda tüketicilere farklı bir yaşam deneyimi sunan mimariler konseptler ve teknoloji ile miks edilen deneyim alanları çok öne çıkmaktadır.’’

-Türkiye stratejilerini uzun vadede planlamalı

Türkiye’nin turizm stratejilerini mutlaka gözden geçirmesi gerektiğini anlatan Alşan, sözlerini şöyle tamamladı.

‘’Türkiye’nin temel stratejileri arasında mutlaka ve mutlaka yeni nesillerin beklentilerine uygun olan keşif duygusuna hitap eden konseptlerin ve deneyimlerin geliştirilmesi, ulaşım ağı kalitesinin artırılması, turist ile şehri buluşturan alt yapılar, çevreye sahip çıkan ve turizme hitap eden bir sosyal iklimin oluşturulması büyük önem arz etmektedir. Türkiye turizmdeki rezervlerinin sürdürülebilir bir strateji ile büyük ölçekli ve uzun vadeli planlamalar ile ele alabilirse rakipsiz bir turizm ülkesi pozisyonuna sahip olabilir.’’

-Yeni destinasyonlar Türkiye’nin rakibi olamaz

TÜROFED önceki dönem başkanlarından, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Osman Ayık, Ortadoğu ve Arap ülkelerinde milyarlarca dolar harcanarak tesis edilen yeni turizm bölgelerinin asla Türkiye için rakip Pazar olamayacağını söyledi.

Antalya’nın Dünya’da en fazla geceleme yapılan şehirler içinde ikinci, en fazla ziyaret edilen şehirler arasında ise 3. sırada olduğuna dikkat çeken Ayık, şöyle konuştu.

‘’Ortadoğu’da yaşanan krizler ve karışıklıklar, gerginlikler nedeniyle bu bölgede planlanan yeni turizm bölgeleri ülkemiz için asla rakip olamaz. Bizim yüzümüz Avrupa’ya dönük. Bizim rakiplerimiz, İspanya, Fransa ve İtalya’dır. Yunanistan bile rakibimiz değildir. Ancak Ortadoğu ve Arap dünyasında yeni yapılan turizm yatırımlarını da göz ardı edemeyiz. Planlarımızı, stratejilerimizi buna göre belirlemeliyiz.’’