Ali Can Aksu’dan Gastronomi Sektörüne Uyarı: “Her Yemek Yapan Gastronomi Uzmanı Olamaz”

Hotel Investment and Consultancy Company Turizoom’un Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, gastronomi alanında yaşanan kavramsal karmaşaya dikkat çekerek, “Gastronomi sadece lezzetli yemekler hazırlamakla sınırlı değildir; bu, disiplinler arası bilgi birikimi gerektiren ciddi bir bilim dalıdır” dedi.

Aksu, yaptığı açıklamada son yıllarda gastronomi kavramının içinin boşaltıldığını belirtti ve her damak tadına sahip olan ya da bir dönem restoran işletmiş kişilerin kolayca “gastronomi uzmanı” ilan edilmesini eleştirdi. Bu durumun sektörel yozlaşmanın yanı sıra, mesleki itibar kaybına da yol açtığını vurguladı.

Gastronomi Uzmanı Kimdir?

Aksu'ya göre gerçek bir gastronomi uzmanı; gıda bilimi, kültürel antropoloji, tarih, coğrafya, kimya ve ekonomi gibi pek çok disiplinde bilgi sahibi olan, yemeğin arka planını bilen ve bu alanlarda akademik ya da mesleki donanım kazanan kişidir. Yerel tariflerin tarihinden, malzemenin sürdürülebilirliğine; besin değerinden sunum estetiğine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu uzmanlık, sadece mutfak pratiğiyle elde edilemez.

Ustalık Ayrı, Uzmanlık Ayrı

Aksu, usta aşçıların ve başarılı işletmecilerin sektördeki yerinin çok değerli olduğunu kabul etmekle birlikte, bu kişilerin gastronomi uzmanı olarak tanımlanmasının doğru olmadığını söyledi. Aşçılık deneyimiyle akademik bilgi arasındaki farkın altını çizdi.

Akademisyenler Gölgede Kalmamalı

Gastronomi sahnesinde, gerçek bilgi üreticileri olan akademisyenlerin geri planda kaldığını ifade eden Aksu, “Gastronomi yalnızca yemek yapmak değil, yemeğin sosyolojisini, tarihini, kimyasını ve sürdürülebilirliğini de kapsayan çok yönlü bir bilimdir. Bu da ancak akademik donanıma sahip bireylerle sağlıklı şekilde gelişebilir” dedi.

Net Tanımlar, Sağlıklı Gelecek

Son olarak, sektörde tanımların netleşmesi gerektiğini vurgulayan Aksu, gastronomi uzmanlığının ciddi bir kariyer ve entelektüel derinlik gerektirdiğini belirtti. Sektörün geleceği için bilimsel yaklaşımın esas alınması gerektiğini ifade eden Aksu, “Eğer herkesin her şey olduğu bir ortam yaratılırsa, özgünlük ve kalite yerini sıradanlığa bırakır. Bu da gelecek kuşaklara kötü bir miras olur” dedi.