Hava trafiğinde iş yavaşlatılma iddiası

FİKRİ CİNOKUR- Turizmdays.com - Avrupa’nın en büyük ikinci hava sahası olmasına rağmen Türkiye’nin uçak birim başı maliyet bakımından son sıralarda olduğu, bu nedenle her yıl 1 milyar Euro döviz kaybı yaşadığı belirtildi.

Hava trafiğinde işi yavaşlattıkları gerekçesiyle son dönemde gündemde olan Hava Trafik Kontrolörleri Ve Diğer Ulaştırma Çalışanları Sendikası (HTK-SEN) Genel Başkan Yardımcısı Rabia Demir Karabaş, yaptığı açıklamada sorunlarını dile getirdi.

Türkiye’de 2 bine yakın Hava Trafik Kontrolörü bulunduğunu belirten Karabaş, ‘’Hava Trafik Kontrolörleri Türk hava sahasındaki sivil, askeri, İHA/SİHA ve VIP trafikler dahil olmak üzere her türlü hava aracının emniyetli bir şekilde sevk ve yönetiminden sorumludur’’ dedi.

Hava trafik kontrolörlerinin DHMİ Genel Müdürlüğü çatısı altında istihdam edilmekle birlikte maaşlarından, emeklilik primlerine, kullandıkları servislerden, eğitimlerine varıncaya dek maliyetlerinin tamamının Türkiye’nin de üyesi olduğu, Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL) aracılığı ile karşılandığına dikkat çeken Karabaş, şöyle devam etti.

‘’Hava Trafik Kontrolörlerimiz, özlük haklarında iyileştirmeye gidilmesi, ülkemizin ve hazinemizin kaybına dur denilerek, havacılık alanında Avrupa’nın zirvesinde olan ülkemizi daha da ileri taşıyacak bir adım atılmasını hedeflemektedir. Hava trafik kontrolörleri, şirketlerin yakıt sarfiyatını ve karbon emisyonunu azaltmak, ulaşım mesafesini kısaltmak maksadıyla, mesleki açıdan zorunda olmadıkları halde kendi iş yüklerini ve risklerini arttırarak uçaklara direkt rotalar vermektedirler. İnisiyatif almadan çalışma faaliyeti katiyen bir grev ya da iş yavaşlatma değil, hava trafik kontrolörlerimizin farkındalık oluşturmak için kendi insiyatiflerinde olan direkt rota uygulamasını askıya almaktan ve kuralları harfiyen uygulamaktan ibarettir.’’

-1 milyar Euro döviz kaybı

Sayıştay tarafından yapılan yıllık KİT denetimleri kapsamında DHMİ’ye defaten Avrupa’daki meslektaşlarından çok düşük maaş alan Türkiye’deki Hava Trafik Kontrolörlerinin maaş ve özlük haklarının emsal ülkelerdekilerle denkleştirilmesinin önerildiğini ifade eden Karabaş, şunları kaydetti.

‘’Avrupa’da hava trafik kontrolörü maaşları, pilotlara denk düzeyde olup, aylık ortalama 8-10 bin Euro’dur. Böylelikle milli maliyetlerimizin arttırılarak, ülkemize döviz girdisi sağlanması hedeflenmektedir. Türkiye, Avrupa’nın en büyük ikinci hava sahası olmasına karşın, birim başı maliyet bakımından son sıralarda yer almaktadır. Emsal ülkeler bir uçaktan ortalama 80 Euro civarı ücret alırken, Türkiye 23 Euro almaktadır. Sayıştay’ın önerileri hayata geçirilmediği için ülkemiz her yıl 1 milyar Euro döviz gelirinden mahrum kalmaktadır. Bu meblağ, ülkemize kazandırılmak yerine Türk hava sahasını kullanan yabancı havayolu şirketlerinin cebinde kalmakta, onlara fayda sağlamaktadır.’’

Rabia Demir Karabaş, taleplerine ilişkin verilen sözlerin tutulmadığını, bu nedenle insiyatif almadan çalışmaya devam edeceklerini ve bunun yaz boyunca devam edeceğini sözlerine ekledi,

-Hava trafik kontrolörlerin talepleri

Hava trafik kontrolörleri özlük haklarının emsal ülke standartlarına çıkarılması amacıyla seyrüsefer (havacılık) tazminatı ödemelerinde hava trafik kontrolörlerinin kurum bünyesinde görev yapan, önem ve itibar bakımından denk meslek grubu olan pilotlarla birlikte ayrı bir klasmanda tutularak, tazminat oranlarının güncellemesini istiyor.

Zorlu işe alım koşulları ve mesleki nitelikleri göz önüne bulundurularak, uzman kadrosuna denk bir statüde bulunan ve asgari düzeyde olan hava trafik kontrolörleri ek göstergeleri 4200’e çıkarılması talep ediliyor.

-Uzlaşma sağlanmalı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar da, Antalya Havalimanı’nda çalışan sendikaların başlattığı iş yavaşlatma eylemi nedeniyle yaz sezonunun yoğun günlerinde büyük aksaklıklara neden olduğunu belirtti.

Antalya Havalimanı yetkililerinin, durumun en kısa sürede normale dönmesi için çaba sarf ettiklerini belirttiklerini anımsatan Bahar, şunları kaydetti.

‘’Bu durumun, şehrimizin turizm imajını olumsuz etkileyeceği, bu yoğun sezonda, sektöre zarar verebileceği hepimizin malumudur. En kısa sürede uzlaşmaya varılması, ortak noktada buluşulması, mağduriyetlerin giderilmesi ve havalimanındaki operasyonların normale dönmesi, Antalya turizminin sağlıklı bir şekilde devam etmesi açısından oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki; bu sadece turizm sektörünü etkileyen bir durum değildir. Aynı zamanda üyemiz olan ve turizme hizmet ve tedarik sağlayan tüm firmalarımız bu konudan zarar görmektedir. Bu itibarla ivedi çözülmelidir.’’